© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/22 Şubat 2009
Geçen hafta sonu !f İstanbul AFM Bağımsız Filmler Festivali’nde “Religulous” adlı belgeseli izledim. Festivalde “İlahi Komedya” ismiyle gösterilen film, bugüne kadar gördüğüm dine karşı en sert eleştirileri içeren yapımdı.
Organize dinleri ve inancı sorgulayan belgeselin yönetmeni Larry Charles, senaryo yazarı ise Bill Maher. Larry Charles, ülkemizde de televizyonlarda gösterilen Curb Your Enthusiasm, Seinfeld, Mad About You gibi başarılı dizilerin ve Borat filminin yaratıcısı.
Politik komedyen olarak tanınan Bill Maher ise, Amerika’da muhafazakarların çok tepkisini çeken bir televizyon programcısı ve yazar.
Maher’e herhangi bir sempati duymamama karşın, filmle ilgilenmeme neden olan faktör Larry Charles’dı. Televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en iyi dizisi Seinfeld’in yaratıcı ekibinde görev almış olması, yeterince ikna edici...
Basında çıkan yazılardan, filmin komik olduğunu biliyordum; ama bu kadarını beklemiyordum. 101 dakikalık belgesel boyunca sürekli güldü Emek Sineması’nı dolduran seyirciler...
Laik Türkiye’ye ılımlı İslam’ın dayatıldığı bir dönemde, yaşları 25-35 arasında değişen bir seyirci kitlesinin, dini böylesine eleştiren bir filme kahkalarla gülmesi ilginçti...
Peki, izleyicilerin bu kadar komik bulduğu neydi? Bill Maher, almış yanına kameramanını, Kudüs, Londra, Vatikan, Hollanda, Salt Lake City gibi birçok yere gidip, halkla ve din adamlarıyla konuşmuş. Soru-cevap şeklinde gelişen diyaloglar öyle inanılmaz ki, gülmekten alamıyorsunuz kendinizi...
Örneğin, bir Amerikan kasabasında, kamyon şoförlerinin üye olduğu bir kilisede ayine katılanlara soruyor Maher: “Hıristiyanlık’ta olmayıp da din adına savunulan şeyler sizi rahatsız etmiyor mu?” Yanıt geliyor: “Hayır.”
Maher’in konuştuklarından birisi de, Müslümanlık’tan Hıristiyanlık dinine geçen rahip Jeremiah Cummings... Bizdeki kimi tarikat liderleri gibi, dini inançları sömürüp, müritlerden topladığı bağışlarla lüks içinde yaşıyor Cummings...
Pahalı kıyafetler ve kertenkele derisi ayakkabılar giymesinin nedeni sorulduğunda, kendisine inananların onun iyi yaşamasını istediğini anlatıyor... İsa’nın mütevazı bir insan olduğu hatırlatılınca da, aynen şöyle diyor rahip: “Ama İsa da iyi giyinirdi, keten giyerdi.”
Röportaj yapılanlar arasında kimler yok ki?
Eskiden gay olan ama sonradan heteroseksüelliği seçip eşcinselliğe savaş açan rahip...
Musa Peygamber’in bir balığın içinde üç gün yaşadığına inananlar...
Cuma günleri dinen elektrik kullanmak, düğmeye basmak vb. yasaklar olduğu için kendilerine uygun aletler tasarlayarak Tanrı’yı aldatan ortodoks Museviler...
İslam’da kadınla erkeğin eşit olduğunu iddia eden din adamları...
Eyer takılan dinozorlarla insanların aynı dönemde yaşadığını gösteren Yaratılış Müzesi’nin Müdürü...
İsa olduğunu söyleyen sahte peygamber...
Scientology tarikatının çılgın müritleri...
Bütün bunların arasında en komik diyaloglardan birini de anmadan geçemeyeceğim. Bir Arkansas senatörüne, “Siz, Amerika’yı yöneten insanlardan birisiniz. İncil’deki konuşan yılan hikayesine nasıl inanırsınız?” diye soruyor Maher. Senatörün yanıtı müthiş: “Senatoya girmek için zeka testi istemiyorlar.”
Filmle ilgili anlatılacak çok şey var ama bu kadarı yeter herhalde...
“İlahi Komedya”nın verdiği mesajları yazarak bitirelim yazıyı: Politikacıların dini sömürmesine karşı çıkın. Din adına dünyanın kan gölüne döndürülmesine izin vermeyin. İnanmama özgürlüğüne de saygı duyun. Bağnazlığa karşı şüpheci olun, sorgulayın ve aklınıza güvenin.
Not: Film, !f Ankara etkinlikleri kapsamında, 27 Şubat’ta AFM CEPA Sineması’nda da gösterilecek.
1 yorum:
Ben bu film'i gecen gun DVD'de seyrettim. (ABD'de yasiyorum)
Benim anladigim bu film'den cok kisaca su oldu:
1- Hiristiyanlik tamamen para somurusu uzerine kurulu olmasidir.
2- Muslumanlik tamamen politik bir dindir, aslinda inanc tarafi zayiftir.
3- Yahudilik'tede sacmaliklar vardir ama fazla bu din uzerine gitmiyor.
En cok genel anlamda hiristiyanligi elestiriyor aslinda...
Kisisel olarak, ben kendimi "agnostic" olarak goruyorum. Dinler insanlarin uyudurdugu, buyuk kitleleri kontrol etmek ve yonetmek icin yaratilmis zirvaliktan ote degildir. Zaten Bill Maher'rin kisaca soylemek istedigi de buydu... Bende sizin gibi fazla Maher'ren hoslanmam. Ama bayagi gulduren bir DVD olduguda gercek.
Bu arada, Turkiye cok ilginc ve karma karisik bir ulke... fazla bir sey dayatmak pek o kadarda kolay degil. :)
Sizin blog'unuzu tesadufen bu gun buldum. Bundan sonra takip edicem.... (Turkce yazi dilim cok guclu degil, lutfen imla hatalarini af edin. )
Yorum Gönder