8 Ocak 2012 Pazar

Dipsiz Bir Cehalet

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 8 Ocak 2012


Yıl oldu 2012. Bilim insanları, İsviçre’nin Cenevre kenti yakınlarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda deneyler yapıyor. CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi), 14 milyar yıl önce evrenin doğumuna yol açtığına inanılan Büyük Patlama ortamını yaratmak amacıyla işe girişti. Sonunda çarpışma sırasında teorik fizikteki kütle mantığının temelini oluşturan “Higgs Boson” adı verilen atomaltı parçacığının izi bulundu.

Bu bilimsel açıklamaları kavramak ilk anda kolay olmayabilir. Aslında olan şu: Bilim insanları evrenin doğuşunun sırrını bilimsel olarak ortaya koymak üzere. Son derece önemli sonuçlar doğuracak devrimsel nitelikte bir deney bu.

***

Yazıya bu konuyla girmemin nedeni, Cenevre’de bunlar olurken aynı anda dünyanın bir başka köşesinde yaşananların yarattığı absürd durumu ortaya koymak.

Riyad kaynaklı haber şöyle diyor: “Suudi Arabistan’da kadınlar, 2015 yılındaki belediye seçimlerinde bir erkeğin onayına ihtiyaç duymadan oy verebilecek ve yine ilk kez bu seçimlerde kadınlar da aday olabilecek.

Suudi Arabistan Kralı tarafından alınan bu karara karşın, ülkede kadınlara uygulanan baskılar devam ediyor. Kadınlar, seyahat etmek, çalışmak, evlenmek, boşanmak gibi hayatıyla ilgili temel konularda erkeklerden izin almak zorunda.

Bir Suudi kadın, ailesinden bir erkeğin onayı olmadıkça ve bir erkek ona eğitimi süresince eşlik etmedikçe yurtdışında okumaya gidemiyor.

Kadın hastalar, acil durumlar dışında, bir erkeğin onayı olmadıkça devlet hastanelerinde ameliyat edilemiyor. Babalar, istedikleri zaman kız ya da erkek çocuklarının eğitimine son verebiliyor...

Bilindiği gibi, Suudi Arabistan’da Vahhabilik resmi mezhep konumunda. Bu yüzden diğer İslam ülkelerine göre çok daha ağır uygulamalar söz konusu. Suudi Arabistan’ın kadın hakları savunucusu Wajeha al-Hawidar, “Bu yasalar kadını hayatın her alanında bir çocuk yerine koyuyor. Bir kadın, zihni gelişimini tamamlamış bir yetişkin olarak hayatını yönlendiremiyor” diyor.

Bedensel, zihni, ruhsal ve duygusal gelişimini tamamlayarak kendi hayatını yönlendirebilmek, kararlar alıp uygulamak, aldığı kararların sorumluluğunu taşımak”, yetişkin olmanın tanımı değil mi?

Eğer 18 yaşına ulaşmış bir kadın bunları yapacak yeterlikte görülmüyorsa, gelişiminin eksik olduğu var sayılıyor demektir. Daha baştan kadını 2. sınıf insan yerine koyan bu çarpık bakış açısının 21. yüzyılda hâlâ yandaş bulabilmesi gerçekten inanılmaz.

Alınan bu yeni karar, Suudi Arabistan’da kadınlar için yeni bir yasağın kalkması anlamına gelse de, açık ki buna karşı çıkan aşırı tutucular mutlaka olacak. “Hükümet içinde mantıklı önerileri dinlemeye niyetli insanlar var, ama toplumda yok. Farklı olduğunuz için sizden nefret ederler ve o insanlarla konuşmanın bir yolu yoktur” diyor Al-Hawidar.

***

Suudi Arabistan, kadınları aşağılayıp köleleştirmeye devam ederken; aynı anlarda 49 yaşında bir kadın, Fabiola Gianotti, Cenevre’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda yürütülen iki deneyden biri olan ATLAS’ın başında. Bugüne kadar insanoğlunun yaptığı en büyük ve en karışık makine üzerinde çalışan 3000 kişilik bir ekibi yönetiyor. Antik Yunan felsefesi ve sanat tarihi üzerine çalışıp, fizik eğitimi almış. Ayrıca Milano Konservatuarı’nda piyano eğitimini de tamamlamış.

Bir yanda Suudi Arabistan’da erkeğin onayı olmadan çalışamayan kadın... Diğer yanda belki de yakında üzerinde yaşadığımız evrenin nasıl oluştuğunu açıklayacak zinciri tamamlayacak Fabiola Gianotti...

Böyle bir uçuruma, ancak kadını çağ gerisine iten dipsiz bir yobazlık ve cehalet neden olabilir.

_

1 yorum:

Mert Sakal dedi ki...

Ellerinize sağlık. Takipçinizim :)