22 Ocak 2012 Pazar

Leonard Cohen

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 22 Ocak 2012

Bu sütunda “Leonard Cohen” başlığını taşıyan bir yazı görmek belki bazı kişileri şaşırtabilir ama eminim herkesi sevindirecektir. Şarkıları, şiirleri, çizimleri ve romanlarıyla hayatımıza anlam katıp güzelleştiren bir bilge Cohen. Bu eşsiz sanatçının yeni albümü “Old Ideas”ın tanıtımı için Paris’te yaptığı toplantıya Türkiye’den ben katıldım.

Kültür sayfamıza bu konuda bir yazı yazdım ama paylaşmak istediğim ayrıntılar var; onları da burada anlattım. İtiraf ediyorum; Paris’in lüks otellerinden Hotel Crillon’un görkemli salonlarından birine girdiğimde, buluşacağım kişi Leonard Cohen olduğu için kalbim heyecandan hen zamankinden daha hızlı atıyordu.

Giyimime de ayrı bir özen göstermiştim ama toplantıdaki diğer basın mensuplarına bakınca kot pantolonla gelenler olduğunu da gördüm. Oysa Hürriyet Daily News’tan arkadaşım Çetin Cem Yılmaz’ın dediği gibi, “İnsan Cohen ile kafede bile buluşacak olsa iki dirhem bir çekirdek giyinmeli!

Nitekim kapı açılıp da 77 yaşındaki Cohen her zamanki şık haliyle içeri adım atınca, salondaki tüm gençler kıskandı. Ama daha da çarpıcı olan, o bilgeliğini yansıtan sözleri sıraladıkça, hepimizin adeta nutku tutuldu.

Şapkasıyla bizleri selamladıktan sonra ilk sözleri şöyle oldu: “Geldiğiniz için teşekkür ederim. Bazılarınızın çok uzaktan geldiğini biliyorum. Bunun için minnettarım. Burada sert zeminde oturduğunuz süreyi uzatıp içki içilecek zamanı geciktirmek istemiyorum. Ayrıca albümü dinlerken size bakmayacağım. Yüz ifadelerinizi, beğenilerinizi ya da memnuniyetsizliklerinizi gözetim altında tutmak istemiyorum. O nedenle ben de sizinle aynı tarafta oturacağım. İçinizden geldiği gibi tepki verebilirsiniz. Kaydı dinledikten sonra sizinle tekrar konuşacağım.

Ve ardından menajeri ile birlikte salondaki sandalyelere oturarak albümü baştan sona bizimle birlikte dinledi. Yüzünü bize dönüp, tepkilerimizi ölçme baskısında bulunmayacak kadar düşünceli bir müzisyen Cohen. Yan yanaydı gazetecilerle; gözleri kapalı kaldı albüm boyunca. Elinde konuşurken kullandığı mikrofon, zaman zaman sol ayağıyla tempo tutarak dinledi şarkılarını.

Ben bu tür albüm dinleme seanslarına yurtdışında defalarca katıldım. Yabancı müzisyenler, haklı olarak, bizde olduğu gibi albümü dinlememiş gazetecilerin sorularını yanıtlamayı istemiyor. Bu nedenle önceden dinleme toplantıları yapılıyor. O toplantıya katılmayanlara da röportaj verilmiyor.

Ancak bugüne kadar gazetecilerle birlikte oturup albümü onlarla beraber dinleyen müzisyen görmemiştim. Benim için hayatım boyunca unutamayacağım duygusal bir deneyim oldu bu.

Cohen’a onun için bu deneyimin nasıl olduğu sorulunca, “Kimse terk edip gitmedi” dedi gülerek. O konuştukça, kendisini yıllar içinde böylesine süzüp, bu kadar törpülemiş olmasına, alçakgönüllü tavrına daha çok hayran kaldık.

O kadar ki moderatörlük görevi üstlenen Fransız radyocu, “Bizim için ne anlama geldiğinizin farkında mısınız? Bazen size gösterdiğimiz saygıdan sıkılabilirsiniz belki de. ‘Mükemmel şarkıcı’, ‘mükemmel şair’, ‘mükemmel akıl’ vb. ifadeler ne hissettiriyor?” diye sordu. “Muhteşem. Gerçekten iyi hissettiriyor. Bu tür bir inceliğe teşekkür etmekten başka bir şey söylemek çok zor” dedi.

Pazartesi akşamından beri düşünüyorum. Tanıdığım en kibar, en akıllı, en yetenekli, en karizmatik, en duyarlı insanlardan birisi Leonard Cohen. İçtenliğe ulaşmak için kalbinin ve aklının en derinlerine inen ender bir sanatçı. Toplantıdan sonra kokteyle gelip bizimle fotoğraf çektirirken gözünde gördüğüm mutluluk hep sürsün dilerim.

İdeal bir insan varsa o Leonard Cohen...

(Leonard Cohen buluşması ile ilgili diğer yazımı okumak için link: Leonard Cohen İle Bir Paris Akşamı

-

1 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Severek iki kez okuduğum bu yazı için teşekkür ederim. Benzer şeyler düşündüğümüzü görmek çok sevindirici.