14 Mart 2010 Pazar

Serdar Turgut'un yazısı üzerine

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 14 Mart 2010

Serdar Turgut, Akşam'daki köşesinde bir süredir 21. yüzyılda inancın güçleneceğini, dindarların sayısının artacağını savunan yazılar yazıyor. O yazılardaki temel fikre katılmasam da, hepsini ilgiyle okuyorum.

Son olarak 5 Mart'taki “Tanrı üzerine” başlıklı bir yazısında, ateistlerin savunduğu görüşlerdeki felsefi meselelere kafa yoran düşünürlerin de ortaya çıktığını söylüyor Serdar Turgut.

Ve bunları ikiye ayırıyor: Birincisi, Norman Mailer gibi dindar olmayan ama evrenin kurgulayıcısı olarak Tanrı’ya inananlar.

İkincisi, Alain de Botton’un ortaya attığı ateistler için din kavramını benimseyenler.

Bu kısa bilgiyi verdikten sonra, neden Serdar Turgut’un yazısındaki görüşlere katılmadığımı anlatayım:

1-Turgut, “ateistler için din” kavramını anlatırken, “İnsanlar tüm bu arayış zahmetine girmeden kendilerini bir dinin rahatlatıcı kucağına bıraksalar daha iyi olmaz mı?” diye soruyor.

Sonra da diyor ki: “Gayet tabii ki olabilirdi ama modern insanın beyni soru sormadan, sorgulamadan duramıyor işte.

Öncelikle, bana göre, Alain de Botton’un öne sürdüğü “ateistler için din” kavramı, yanlış bir çıkış noktasından hareket ediyor.

Çünkü ateistler, organize dinler varlığı kanıtlanamayan tanrısal gücü savunduğu için onlara inanmayı reddediyor ve gerçekte herhangi bir din arayışında da değil.

"İnsanların İnançları olmasa da, dini mekanları gezmekten hoşlandığı için dini ritüellere ihtiyaç duyduğu ve bu nedenle bir butik dinin yaratılması gerektiği" şeklindeki görüş, doğrusu çok temelsiz görünüyor...

Ayrıca, Turgut’un kendi sorusuna verdiği yanıt, inanç konusunda söylediklerini tutarsız kılıyor.

Mesele şu ki; ateistler ve agnostikler, “Tanrı’nın olmadığına % 100 inanıyoruz” demiyor. Onların dediği şu: “Biz, Tanrı’nın var olduğuna % 100 inanmıyoruz.”

Kendilerini organize dinlerin kucağına bırakmamalarının nedeni, bu konudaki sorgulamanın yasaklanmış olması...

Kesin olan şu ki; modern insan beyni, sunulanları tartışmasız kabul etmek yerine, soru sormayı beyinsel faaliyet açısından daha rahatlatıcı buluyor.

2-Serdar Turgut, “Ateizm Öldü” başlığı altında yazdığı bölümde, 21. yüzyılda inancın güçleneceği öngörüsünde bulunuyor.

Oysa bunu destekleyen herhangi bir araştırma ya da bilimsel çalışma mevcut değilken; son yıllarda bunun tersini ortaya koyan birçok araştırma yapıldı.

Örneğin Amerika’da yapılan “The American Religious Identification Survey” adlı çalışmaya göre, ülkede herhangi bir dine bağlı olmadığını açıklayan ateist ya da agnostiklerin oranı, son 18 yılda 50 eyalette birden artış gösterdi. 1990’da % 8 olan bu oran, yaklaşık iki katına çıkarak % 15’e ulaştı.

Pew Research Center tarafından yapılan bir araştırmada ise, 65 yaş üstündekilerin üçte ikisi, dinin kendileri için çok önemli olduğunu söylerken; bu oranın, 18-29 yaşlarındaki gençler arasında yüzde 44’e indiği görüldü.

Avrupa’da önemli bir ateizm dalgası olduğu ise bilinen bir gerçek; araştırmalar da bunu destekliyor. Bütün bunlar göz ününde bulundurulduğunda, 21. yüzyılda inancın güçleneceğini iddia etmek, bugün olanaklı değildir.

Belki bazı ülkelerin kendi iç dinamikleri nedeniyle inanca yönelik eğilimlerinde artış olabilir; ancak bunun bütün dünya ve yüzyıl için geçerli olacağını söylemek, geçerli bir dayanaktan yoksundur...

4 yorum:

Nevin dedi ki...

Ben kendimi Ateist olarak goruyorum. Tanrinin varligi yada yoklugu gibi konulara gunluk hayatimda hic kafa yormuyorum acikcasi. Cunku onemsiz ve sacma geliyor bana.

Organize din kavrami tamamen toplumun yaratigi ve cogu zaman baski ve sindirme sebebi olarak kulanilan politik bir sistemden ibaretir sadece. Birde ona Tanri kulpu takinca, cogu insan sorgulama yetenegini kaybedir nedense...

Bence politik olarak bati dunyasinda genel olarak saga kayma acikca goruluyor ama bu dinin artigini gosteren bir olgu degil. Ama nedense hep "Dinciler" en cok bagiran, ses cikaran gurup oldugu icin, sanki onlarin sayisi artiyormus gibi gozuksede, gercek bir artis olduguna inanmiyorum.

Zülâl Kalkandelen dedi ki...

Ben bu yazıyı, Tanrı'nın varlığı üzerine yapılan tartışmalar çerçevesinde yazmadım. Benim burada söz konusu ettiğim şey, bu konuda yapılan araştırmaların ordaya koyduğu durum. Bir bilgi verirken onu verilere dayandırmak lazım diye düşünüyorum.

Bir de Alain de Botton'ın önerisi gerçekten çok temelsiz geliyor bana...

Ahmet Dizioğlu dedi ki...

Alain de Botton adını öğrenmem iyi oldu. "Din olarak ateizm" bende düşünmüştüm, hatta bir kaç ateist sitesinde bu konuyu tartışmaya açtığımda tepki çekmişti, hemen kitaba amazon.com da önkayıt yaptırdım. Kitap ne güzel bir teknoloji, yakın zamanda "Alain de Botton" un fikirleri beynimin kortekslerinde dolaşmaya başlayacak.

ne po pogrebu dedi ki...

"Akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir" demiş Bertrand Russell. Serdar Turgut ve ortalıkta gezinen sözde yazarları düşünerek söylenmiş sanki...