19 Ağustos 2012 Pazar

Pislik nasıl temizlenir?

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 19 Ağustos 2012

Hatırlar mısınız, Şubat ve Mart 2010’da medyada, “Pazarlama Dehası David Plouffe Turkcell Akademi’de” başlıklı haberler çıkmıştı. ABD Başkanı Obama’nın seçim kampanyasının “isimsiz kahramanı” olarak tanımladığı bu danışman, gerçekten İstanbul’a geldi. “Online Pazarlama Teknikleri ve Kazanmak İçin Cesaret” başlıklı konuşmasında “İnternet olmasaydı Barack Obama belki de başkan seçilemezdi” diyerek kampanyanın sırrını anlattı. O tarihten sonra Türkiye’de bunun üzerinde durulmadı ama bu konu son günlerde Plouffe ve Obama’nın başını ağrıtıyor.

Konunun yeniden gündeme gelişi, geçenlerde The Washington Post’ta “Obama’nın danışmanı İran’la bağlantılı iş yapan firmadan 100.000 dolar ücret aldı” başlığıyla yayınlanan haberle oldu. Afrika’da iş yapan ve Irancell ile bağlantılı olarak İran’da servis sağlayan telekomünikasyon firması MTN Group, yaptığı konuşma karşılığında Plouffe’ye yüklü bir para ödemiş.

Bu haber üzerine Beyaz Saray derhal savunmaya geçti. “Çalışanlarımızın aldığı ücretleri Mitt Romney’in aldıklarıyla kıyaslamaktan mutluluk duyarız” şeklinde bir açıklama yapıldı. Obama’nın seçim kampanyasının basın sözcülüğünü yapan Ben La Botl, Cumhuriyetçi başkan adayı Romney’in MTN’in rakibi olan ve İran’la benzer bağları bulunan Turkcell’e finansal yatırım yaptığını söyledi.

Ancak “Ben kirliysem sen de kirlisin” türünden bu savunma inandırıcı değildi. Çünkü arkasından medya, Plouffe’nin de Turkcell’den aldığı ücreti yazmaya başladı. Aslında Amerika’da görevlilerin bu tür konuşmalardan para alması yasadışı bir durum değil. Tartışmayı yaratan, İran’la bağlantısı olan firmalarla çalışmanın yarattığı etik sorun.

Anlaşılıyor ki, iki taraf da hem İran’ı ABD için baş tehdit olarak gördüklerini ilan etmeye devam etmiş, hem de o ülkeye yatırım yapanlardan aldıkları paraları cebe indirmiş. Romney, bununla da kalmayıp, yatırımlarının bir kısmını, danışmanları aracılığıyla, insan haklarına aykırı işler yapan firmalardan Çin petrol şirketlerine kadar başka tartışmalı yerlere de yönlendirmiş.

***

Açıkça ortaya çıktığı gibi, para söz konusu olduğunda insanoğlu hep daha fazlasına gözünü dikiyor. Beyaz Saray danışmanı olarak hemen Oval Ofis’in yanı başında çalışma odası olsa da, ABD Başkanlığına aday olsa da, kapitalizmin güdülediği bir toplumda kendinden bekleneni yapıyor ve gözü asla doymuyor.

Bu açgözlülüğün oranı ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de, temelde insanın yapısıyla ilgili bir sorun mu var, yoksa gerçekten tek suçlu kapitalizm mi? Kapitalizm sistemini bulan da, kuran da, uygulayan da insan. Bazı ülkelerde yasaların, eğitimin, geleneklerin ve toplumsal kabullerin yarattığı dinamiklerle yozlaşmanın şiddeti sınırlanabiliyor. O dinamikleri yaratan da insan...

Bu durumda insanın başkalarına, yaşadığı topluma, çevresine zarar vermekten kaçınmayı ilke edinmesi, ona gerekli etik değerlerin kazandırılmasıyla yani eğitimle olanaklı olabilir. Ama eğitim yapısı tamamen bireycilik ve kişisel fayda üzerine kurulan toplumlarda, yozlaşmanın durdurulması olanaklı değil.

Sonuçta belli ki Obama ve Romney kampları karşılıklı birbirlerini daha kirli olmakla suçlamayı sürdürecek. Şimdi aslında soru şu: Bu pislik nasıl temizlenecek? Bir seçim kampanyası, ancak bu soruya etkili bir yanıt verirse anlam kazanır. Aksi halde politikacılar, Türkiye’de de hep olduğu gibi, topluca girdikleri bataklığın içinde debelenir durur, kapitalizm de sömürüye devam eder.

_

Hiç yorum yok: