11 Mart 2012 Pazar

Türkiye'de Kadın Olmak

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 11 Mart 2012

Bir belediye otobüsü durağa yaklaşır. Kapılar açılır ve genç bir kadın biner. Boş bulduğu bir koltuğa oturduğu anda, otobüsteki bir adam kendisine ters ters bakarak şunları söyler: “Hanım hanım, kalk o koltuktan! Az önce bir erkek oturuyordu orada. Henüz erkek sıcağı olan koltuğa kadın oturursa günah olur!”

Bir romandan ya da filmden alıntı değil bu sahne; kurgu değil, gerçek hayatta yaşanmış bir olay. Meydana geldiği yer, eğitim düzeyinin daha düşük olduğu bir köy ya da kasaba değil, İstanbul. Üstelik de İstanbul’un sosyal demokrat eğilimli olduğu bilinen semtlerinden Kadıköy... Yıl 1912 değil, 2012.

Bu olay benim başıma gelmedi. Otobüste bulunan bir tanıdık anlattı. Bir erkek olarak duyduğu utanç öfkesiyle birleşmiş, hâlâ etkisinden kurtulamamıştı.Yobaz adamın sözleri otobüste genel bir rahatsızlığa yol açmış; genç kadın yapılan hakarete dehşet içinde karşılık vermiş ve otobüs yoluna devam etmiş.

Birilerinin çıkıp “Bu münferit bir olay” diyeceğinden hiç şüphem yok. Kadın cinayeti yaşanmadan gün geçmeyen ülkemizde Başbakan da, “Bunlar münferittir” deyip geçmemiş miydi?

Otobüsteki o kötü niyetli, cahil adamın düşüncesini kaç kişinin paylaştığını bilmek olanaklı değil. Ancak ülkede bu tür çarpık düşüncelerin gelişmesine uygun bir ortamın var olduğu da ortada.

***

Üç gün önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Türkiye’de oldu bu olay. Bunun gibi daha nice inanılması güç durumlar yaşanıyor bu ülkede. Ama ben, “Kadınların durumunu tek tek olaylar bazında değerlendirmeyelim” diyenler için istatistiki verilere de baktım. Altını çizdiğim bilgileri paylaşıyorum.

* Merkezi New York’ta bulunan Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık olarak yayımladığı ve ülkeleri kadın-erkek eşitliği açısından değerlendiren Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksine göre Türkiye, 2011’de 135 ülke arasında 122. sırada. Bu konumla, Cezayir, Lübnan, Ürdün ve Tunus gibi ülkelerin gerisinde. Ancak bölgelere göre ayrım yapıldığında Türkiye, Avrupa ve Orta Asya Bölgesi içinde sonuncu.

* Yine aynı endekse göre, kadınların ekonomik hayata katılımında 132., fırsat eşitliğinde ve siyasi katılımda 89., eğitimde 106., sağlıkta 62. sıradayız. Okuma-yazma oranında 104. sırayı alabilmişiz. Bu sonuçla Suudi Arabistan, İran ve Lübnan’ın gerisindeyiz.

* Dünyada kadınların iş gücüne katılım ortalaması yüzde 52 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 24 ile 28 arası, AB'de ise yüzde 64.

* 2008 verilerine göre, Türkiye'de her 10 kadından 4'ü erkeklerin şiddetine maruz kalıyor. Dört kadından biri yaşadığı şiddet sonucu fiziksel olarak yaralanıyor.

* Adalet Bakanlığının verilerine göre, son 7 yılda öldürülen kadın sayısı yüzde 1400 arttı.

***

Açıkça görüldüğü gibi, 21. yüzyılda Türkiye’de kadın olmak, her türlü fiziki ve manevi saldırıya, sömürüye, aşağılanmaya açık, riskli bir yaşamı öngörüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) raporuna göre, Türkiye'deki yasal boşluklar ve kanun uygulayıcıların yaklaşımları nedeniyle, kadınlar şiddete karşı etkin olarak korunamıyor; hayatlarını kurtarabilecek uygulamalara erişimleri olanaksız hale gelebiliyor.

Hükümet, bu konularda gerekli düzenlemeleri yapmakla uğraşacağına, eğitimde 4+4+4 sistemiyle kız çocuklarını eve hapsedecek bir uygulamayı başlatıyor. İstedikleri kadar “geliştik” diye iddia etsinler; bir ülkenin gelişmişliğini gösteren en önemli faktör, kadınlara verdiği değerdir.

2012 Türkiyesi’ni yöneten mantıkla ve bu sonuçlarla tarih ilerlese de, ülke ancak geriye gider.

-

Hiç yorum yok: