6 Kasım 2011 Pazar

Dünyayı yöneten kapitalist ağ

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 6 Kasım 2011

Bana göre dünyanın en iyi dergisi New Scientist. Bilim ve teknoloji konusunda çok ilginç makaleleri okuyabildiğim, İngilizce yayınlanan haftalık bir yayın. Geçen haftaki sayısında yine çok ilgi çekici bir yazıya rastladım. Önce “Dünyayı yöneten kapitalist ağ” başlığını görünce şaşırdım. Bir bilim dergisinde ekonomik/siyasi bir konu ele alınmıştı.

Yazıyı okuyunca durum anlaşıldı. İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan üç sistem analisti, küresel ekonomi üzerinde orantısız bir şekilde aşırı güç sahibi olan 43.000 uluslararası şirketin analizini yapmış.

Çalışma, bu tür bir güç ağını, ilk kez ideolojinin ötesinde deneysel bir şekilde tanımlanmayı amaçlıyor. Bunu yapmak için, doğal sistemleri modelleştirmede kullanılan matematik mantığı ile uluslararası şirketlerin sahipleri bazında elde edilen kapsamlı veriler birleştirilmiş.

Analistlerden James Glattfelder, “Gerçek karmaşıktır; komplo teorisi ya da serbest piyasa söz konusu olsa da dogmalardan uzak durmalı. Bizim analizimiz gerçeklere dayanıyor” diyor. Öyleyse soralım; gerçeklere dayalı küresel kapitalizm incelemesinden ne çıkmış?

Daha önce yapılan çalışmalarda dünya ekonomisini elinde tutan az sayıda şirket ve bunların arasındaki sınırlı ilişkiler ortaya konmuşken, bu analizde 1318 şirketin sahipleri üzerinden ortaya çıkan ağ gözler önüne seriliyor.

1318 şirketin her birisinin ağ içindeki iki ya da daha fazla, ortalama olarak 20 şirketle, doğrudan bağlantısı var. Ayrıca bu şirketler, küresel işletme gelirlerinin yüzde 20’sini ellerinde tutsa da, hisse senetleri aracılığıyla küresel gelirin yüzde 60’ına sahip.

Analistler işi burada da bırakmamış, şirketlerin küresel ağını daha ayrıntısıyla ortaya çıkarmışlar. Sonuçta, “Super-Entity” (Süper Birim) adını koydukları ve birbirleriyle çok daha sıkı bağları olan 147 şirket tespit etmişler.

Şirketlerden her birisinin kendi sahibi yanında, Süper Birim’deki diğer şirketler arasından da sahipleri olduğu belirlenmiş. Böylece bu 147 şirket, küresel ağdaki gelirin yüzde 40’ını elinde tutuyor.

Bunların çoğu finansal kurumlar. İlk 20’de Barclays Bank, JP Morgan Chase, The Goldman Sachs, Deutsche Bank, Merrill Lynch, Bank of New York Mellon Corp gibi şirketler var.

Küresel ekonomiyi az sayıdaki banka ve finansal kurumun kontrol ettiği elbette bilinen bir durum. Ancak bu analizin ortaya çıkardığı gerçek, bunların aralarındaki şaşırtıcı derecedeki sıkı bağlar. Glattfelder’ın söylediği gibi, “2008’de gördüğümüz üzere, eğer bir şirket sıkıntıya düşerse, bu mutlaka yayılır.” Endişe verici olan da bu.

İsveç Federal Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan çalışma, küresel ekonomik gücün mimarisini görsel olarak da önümüze seriyor. Siyah bir zemin üzerinde bir yerküre düşünün; üzerinde renkli noktalarla dünya ekonomisini kontrol eden 1318 şirket işaretlenmiş. Kırmızı noktalar, çok yakın bağlantılı olanlar; sarılar ise bağlantılı olanlar. İlişkiler de yeşil çizgilerle gösterilmiş. Kırmızıların yoğun olduğu alanda zemin artık siyah değil yeşil...

Sonuçta o çizime baktığınızda, dünyanın devletler tarafından değil, çok az sayıdaki şirketlerden oluşan bir Süper Birim/Güç tarafından yönetildiği düşüncesinin komplo teorisi olmadığını daha iyi anlıyorsunuz.

Konuyla ilgili uzmanlar, bunu zaten biliyordu; ama analiz, bu gerçeği, şirketler arasındaki ilişkinin yoğunluğunu, sıradan bir insanın da gözüyle görebileceği bir hale getirmiş.

Sadece bu nedenle bile önemli bir katkıdır.

-

1 yorum:

Ahmet Dizioğlu dedi ki...

Dünyayı yöneten teknoloji, bu fikri Brian Arthur'un "Teknolojinin Doğası" kitabından ödünç aldım. Şirketler ise teknoloji için finans ve yönetim sağlayan yapılar. Şu anki bilgimizde teknoloji'yi geliştirmek, üretmek büyük bir sermaye istiyor, bu şirketlerde bunu sağlıyorlar, o yüzden bu kadar güçlüler, tahminim nanoteknoloji bu gidişatı değiştirecek, teknoloji geliştirmeyi çok ucuzlaştıracak, sadece bilmek yetecek, bilgide her geçen gün ucuzluyor, bilen e bedava oluyor.