6 Mart 2011 Pazar

ABD Başkanı'nın Sputnik Anı

© Zülal Kalkandelen/ DÜNYALI YAZILAR
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 6 Mart 2011

Dünyada bugün yaşanan çatışmaların, savaşların ardında iki büyük neden olduğunu artık herkes biliyor: Yeryüzünde giderek azalan petrol ve su. Günümüzde emperyalizmin temel amaçlarından birisi, yaşamsal önem taşıyan bu iki akışkan maddeyi kontrol etmek.

Bu yüzden insanlar doğayı katlediyor, canlı türlerini yok ediyor; hem ölüyor hem de öldürüyor...

Amerika’nın Körfez Savaşı’ndan bu yana Ortadoğu’da başlattığı petrol operasyonu, en son Irak’taki vahşete yol açtı. Milyonlarca insan hayatını kaybetti, evsiz barksız kalıp yerini yurdunu terk etti.

Amerika’da mantıklı düşünenen insanlar, uzun süredir petrol bağımlılığının azaltılması gerektiğini; aksi halde emperyal emellerin sonunun gelmeyeceğini söylüyor. Obama yönetimi iş başına geldiğinden beri, bu konuda nasıl bir tavır alınacağı merak konusuydu.

ABD Başkanı, Ocak ayında yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında, sanayicileri temiz enerjiye yatırım yapmaya çağırdı. Nedenini de şöyle açıkladı:

Yarım yüzyıl önce Sovyetler uzaya Sputnik uydusunu gönderip bizi bu yarışta geçtiğinde, onları Ay'da nasıl yeneceğimize dair hiçbir fikrimiz yoktu. Ama daha iyi bir araştırma ve eğitim sürecinden sonra, sadece onları alt etmekle kalmadık, yeni sanayiler ve milyonlarca yeni iş yaratan bir keşif dalgası yaşadık. Şimdi de bu bizim Sputnik anımız. İki yıl önce, uzay yarışından bu yana görmediğimiz gelişme düzeyine erişmeliyiz. Biyomedikal araştırma, bilgi teknolojileri ve özellikle temiz enerji alanında yapılacak yatırım, hem güvenliğimizi artıracak, hem gezegenimizi koruyacak hem de insanlarımız için yeni işler yaratacak.

***

Obama bu konuşmayı yaptıktan sonra, bu amaca hizmet edecek bir bütçe hazırlayıp Kongre’ye gönderdi. Beyaz Saray’ın planına göre, 2035 yılına kadar Amerika’nın kullandığı elektriğin yüzde sekseninin temiz enerji kaynaklarından sağlanması gerekiyor.

Nükleer enerji, temiz kömür ve doğal gazın yanında rüzgar ve güneş enerjisi de kullanılmalı” diyor Obama. Bu nedenle de, petrol şirketlerine yapılan 46 milyar dolarlık federal yardımı kesmeyi ve çevreci yasaları genişleterek vergileri artırmayı planlıyor.

Ne var ki, yeni tasarı petrol endüstrisi devlerini epey rahatsız etti... Exxon Mobil, Chevron ve Koch Industries gibi dev firmaların da aralarında olduğu 450 petrol ve gaz şirketini temsil eden Amerikan Petrol Enstitüsü (API), derhal karşı atağa geçti ve mayıs ayından itibaren siyasi parti adaylarına bağışta bulunacaklarını açıkladı.

Amerika’da siyasi kampanyalarda dönen paranın büyük bölümü zaten petrol şirketlerinden geliyor. Ancak bu zamana kadar, API, lobi çalışmaları için para desteği sağlıyordu. Oysa yeni karara göre, doğrudan siyasi parti adaylarına bağış yapma kararı alındı.

Enstitünün Hükümetle İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Durbin, “Sonuçta bizim görevimiz politik süreci etkilemek” diyor.

Böylece Amerikan siyaseti petrol endüstrisine dayalı bir Siyasi Faaliyet Komitesi (Political Action Committee-PAC) daha edinmiş oldu. Amerika’nın buna ihtiyacı var mıydı? Hayır.

Geçen yıl Kongre ve Beyaz Saray’daki lobi çalışmaları için 7.3 milyar dolar harcayan bu grup, bakalım bu yıl kaç milyar dolar daha saçarak iyice zehirleyecek Amerikan siyasetini?

Diyorum ki; Amerikalı politikacılar önce şu göstermelik “dünyaya demokrasi taşıma şovuna” ara verse, sonra da enerjilerini Amerika’daki korporatokrasi/plütokrasiyi dizginleyip demokrasiyi kendi ülkelerinde kurmak için harcasa daha iyi olmaz mı?

Kanımca, bir başkanın Amerikan siyaset sahnesindeki Sputnik anı, bunu yapabildiği andır.

-

Hiç yorum yok: