© Zülal Kalkandelen/ DÜNYALI YAZILAR
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 16 Ocak 2011
Barack Obama’nın yakın ekibi, Beyaz Saray’daki iki yılın sonunda birer birer dağılıyor. Obama’nın Başdanışmanı David Axelrod, baharda 2012’deki seçim kampanyasına odaklanmak üzere Washington’dan ayrılıp Chicago’ya gidiyor. Onun yerine seçim kampanyasının direktörü David Plouffe’nin geleceği söyleniyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, şubat ayı başında görevini bırakacağını ve dışardan siyasi danışmanlığı sürdüreceğini açıkladı. Onun yerine de yardımcılarından Bill Burton veya Josh Earnest’ın ya da Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Sözcüsü Jay Carney’in getirileceği şeklinde söylentiler dolaşıyor.
Obama’nın en yakın çalışma grubundaki en büyük değişiklik ise, Beyaz Saray Genel Sekreterliği’ne yapılacak yeni atamayla yaşandı. Rahm Emanuel’in Chicago Belediye Başkanlığı’na aday olma kararı alıp ayrılmasından sonra, bu görevi geçici olarak Pete Rouse yürütüyordu.
Geçen perşembe günü, ABD Başkanı'nın Rouse’un yerine William Daley’i atadığı haberi geldi. Anlaşılıyor ki, Obama, kasım ayındaki Kongre seçimlerinde Cumhuriyetçiler lehine değişen hava ve yaklaşan başkanlık seçimi nedeniyle ekibinde önemli değişiklikler yapma gereği duyuyor.
***
Bütün bu yeni isimler arasında en çok dikkati çeken elbette William Daley. Amerikan politikasını yakından izleyenler, Beyaz Saray’daki en etkili makamlardan birisine getirilen bu isme yabancı değil.
Bill Clinton döneminde Ekonomi Bakanı’ydı kendisi. Ayrıca küresel finans hizmetleri sunan JP Morgan Chase’in Orta Batı Amerika'dan Sorumlu Yöneticisi, Boeing Co., Abbott Laboratuvarı, Boston Properties gibi dev şirketlerin yönetim kurulu üyesi...
Obama’nın Daley’i bu göreve getirmesi, iş dünyası ve Cumhuriyetçi Parti ile ilişkileri göz önünde bulundurduğu şeklinde yorumlanabilir. Daley’in geçenlerde Obama’nın onayladığı vergi paketi için Cumhuriyetçi Parti’yle uzlaşma sağlanmasında rolü olduğu da biliniyor.
William Daley’in, önceki Genel Sekreter Rahm Emanuel’le en büyük ortak yanı, Demokrat Parti’nin merkezci hareketinde yer alması. The Nation’da çıkan bir habere göre, yeni genel sekreterin geçmişi bir Demokrat için pek parlak değil...
Neden? Çünkü iletişim devi SBC için lobi faaliyetlerinde bulundu; ilaç firması Merck’in yönetim kurulunda görev yaparken sağlık reformu paketi nedeniyle Obama yönetimini sola kaymakla eleştirdi. Amerikan Sendikal Hareketi AFL-CIO’nun Başkanı John Sweeney’e göre Daley, “çalışan kesimin tam karşı tarafında yer alıyor.”
***
Başından beri bütün politikasını iki parti arasında denge kurma yönünde geliştiren pragmatist bir başkan Obama. Bu şekilde Kongre’ye işlerlik kazandırabileceğini umuyor. Belki ilk başta, son yıllarda iki farklı kampa ayrılan bir ülkede böyle bir politika izlemek, en doğru yol gibi görünebilir.
Ancak Obama’nın başkanlıktaki iki yıllık performansına bakılırsa, bu yöntemle pek de kimseyi hoşnut edemediği ortada. Kongre seçimlerinin de ortaya çıkardığı gibi, Demokrat Partililer, Obama’yı karşı tarafa fazla ödün veren politikaları nedeniyle eleştiriyor; kendilerine önce “değişim” önerip, sonra hayal kırıklığı yaşattığını söylüyor. Cumhuriyetçiler ise, zaten ne yaparsa yapsın, ilk siyahi başkan Obama’yı yerden yere vurmakla meşgul...
Bu durumda bir politikacının vaat ettiği ideallere uygun politikalar üretmesi mi, yoksa karşıtlarını etkilemek için sürekli ödünler vermesi mi daha akıllıcadır?
Ben her zaman ilkinden yana oldum. Biliyorum bulunmaz Hint kumaşı gibi ama ben politikacının da olduğu gibi görünen ya da göründüğü gibi olanını seviyorum.
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder