5 Aralık 2010 Pazar

Veri gazeteciliği

© Zülal Kalkandelen/ DÜNYALI YAZILAR
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 5 Aralık 2010

Son yıllarda dijital medyada yaşanan değişimler, gazetecilik üzerinde büyük bir tartışma başlattı. Bir yandan gazetelerin kağıt baskı olarak ömürlerinin kısa bir süre sonra biteceği konuşuluyor; diğer yandan gazeteciliğin tanımının değiştiği söyleniyor...

Gazeteciliğin gelecekte ağırlıklı olarak dijital medyaya kayacağı artık görünen bir gerçek. Ancak mesleğin tanımı hakkında ifade edilen görüşlerin bir bölümüne katılmıyorum.

Örneğin gazeteciliğin geleceğini “gonzo gazetecilik/yazarlıkta” görmüyorum...

Kısaca, yazarın, çok daha öznel bir şekilde, doğruluk/sahicilik esasına bağlı kalma endişesi taşımadan, başlangıçtaki ana temadan uzaklaşarak işlediği; hayali kahramanlarla süsleyerek, abartılı bir dille kaleme aldığı yazılar bunlar...

Bu tür yazıları eğlendirici bulanlar var. O nedenle mutlaka her zaman belli bir okuyucu kitlesi olacaktır. Fakat gazeteciliğin geleceğini buna bağlamak, “O tür yazmayanlar tasfiye olacaktır” demek, deyim yerindeyse isabetsiz bir atıştır.

Gazeteler, her şeyden önce insanların doğruya ulaşma ihtiyacını karşılamak için var. “Ama internet, sosyal medya öyle gelişti ki, bilgiye çok daha önce ulaşmak mümkün. Neden eskimiş habere yer veren gazeteyi okusun?” diyorsanız, doğru soru budur.

***

Bu soruya en son yanıt Tim Berners-Lee’den geldi. Kendisi, “Web’in babası” diye tanınıyor; dünya çapında ağ (World Wide Web) olarak tanımlanan bilgi paylaşım sistemini kuran bilgisayar profesörü.

Demiş ki Berners-Lee: “Veri analizi, gazeteciliğin geleceğidir.

Ve şöyle devam etmiş: Gazeteciler, eskiden beri haberleri barlarda dönen sohbetlerden çıkarır. Bazı durumlarda yine bu yöntem kullanılacak olsa da, artık geleceği belirleyecek esas yöntem, veri analizidir. Gazeteci, öncelikle verileri anlayabilecek eğitime sahip olacak, sonra onları irdeleyecek ve en sonunda da ülkede olup bitenleri halka doğruluğu kuşku götürmez şekilde aktaracak.

Tim Berners-Lee’nin bu sözleri, hükümetleri asıl denetleyecek olanın gazeteler aracılığıyla halk olacağını gösteriyor. Eğer gazeteler, asıl işlevlerini yerine getirir ve olan biteni verilere dayanarak açıklarsa, iktidarın halk tarafından doğru değerlendirilmesi olanaklı hale gelir.

Bugün Türkiye gibi medyası iktidar baskısıyla güdümlenmiş ülkelerde demokrasinin işlemeyişinin en temel nedenlerinden birisidir bu.

Tim Berners-Lee’nin sözleri, gazeteciliğin geleceği üzerine yapılan tartışmalara yeni bir boyut katarken, “analizlere dayanan ciddi yazıların artık ilgi görmediği" şeklindeki görüşleri de çürütüyor.

***

Veri gazeteciğilinin işlemesi için gerekli üç şart var.

1-Gerçekleri ortaya koyacak gazeteleri çıkarmaya azimli ve iktidar baskısına direnebilecek medya sahipleri olmalı.

2-Veri analizi yapabilecek gazeteciler yetiştirilmeli.

3-Resmi kurumların gazetecilere doğru veriler aktarması gerekli.

Büyük ulusal medyanın iktidar korkusuyla hükümet broşürü çıkaran yayınlara döndüğü ortada. Resmi kurumların verilerinin doğruluğu da tartışılır.

Bu sıkıntıların dışında, verileri değerlendirebilecek uzman gazeteci sorunu da var. Bugün gazetecilik eğitimi veren fakültelerde eğitimin yeterli olduğunu kim söyleyebilir?

Oysa dünyada bu ihtiyacın farkında olanlar harekete geçmiş durumda. Örneğin The Guardian’ın haberine göre, Londra Kent Üniversitesi, gazetecilik bölümünün ders programına “data journalism” (veri gazeteciliği) eklenmiş.

Ne diyelim; darısı bizim üniversitelerin de başına...

Ama elbette önce medya üzerindeki iktidar baskısından kurtulmak lazım.

O konuda var mı yaratıcı ve etkili bir önerisi olan?

-

Hiç yorum yok: