4 Ekim 2010 Pazartesi

Polikada aklıselimi hakim kılmak

© Zülal Kalkandelen/ DÜNYALI YAZILAR
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 3 Ekim 2010

Bir süredir New York’tayım. Amerika’da kasım ayında yapılacak ara seçimlerden önce siyasi atmosferi yakından takip ediyorum.

Doğrusu, Obama’nın Başkan seçildiği ilk dönemde ülkeye ve hatta dünyaya hakim olan umudun izleri yok olmuş. Daha da önemlisi, toplum, Bush ikinci kez seçildiğinde olduğu gibi yine çok büyük bir kutuplaşmanın içine girmiş.

Bir yanda aşırı sağcıların önderlik ettiği Çay Partisi Hareketi'nin (Tea Party Movement), diğer yanda merkezde ve daha solda yer alanların bulunduğu müthiş bir çekişme devam ediyor ülkede.

Son aylarda Dünya Ticaret Merkezi’nin yakınında yapılması düşünülen cami nedeniyle artan gerginlik, ünlü program yapımcısı Glenn Beck’in organize ettiği toplantıyla iyice tırmandı.

Ağustos ayında Washington’da ülkenin onurunu geri kazanmak adına düzenlenen “Restoring Honor” adlı bu toplantı, politik olmayacağı söylenmesine karşın, siyasi kutuplaşmayı daha da artırdı. Sarah Palin’in yaptığı konuşma ve dini söylemin politik söyleme karıştığı sloganlar, Çay Partisi Hareketi’ne destek eylemine dönüştü.

Düzenleme komitesi 100 bin kişiyi beklerken 87 bin katılımcı oldu. Ancak katılımcı sayısından çok, toplantının aşırı sağ kesime aşıladığı dinamizme dikkat etmek gerek...

***

Bugün Amerika’da olan şu: Ülkedeki göçmenlerden, özellikle Müslümanlardan nefret eden, onları ikinci sınıf insan yerine koyup bunu söylemekten çekinmeyen, Obama’nın da Müslüman olduğuna ciddi şekilde inanan, aşırı dindar ve tutucu bir sağ kesim yükselişte...

Nasıl Bush zamanında ondan nefret edip ülkeyi terk etme noktasına gelen Amerikalılar varsa, bugün de Obama’dan aynı derecede nefret edenler var. Ama onların tercihi ülkelerini terk etmek değil; bunun yerine, ilk seçimde Obama’yı Beyaz Saray’dan göndermeye ant içmişler.

Bu hedefe öyle kilitlenmişler ki, her türlü akıl almaz lafı edip, inanılmaz olaylar karşısında bile tepkisiz kalıyorlar. Örneğin, New York’ta bir taksi şoförü Müslüman olduğu için bir yolcu tarafından bıçaklanıyor ama aşırı sağcılardan kınama sözleri duyulmuyor.

Yine New York’ta birisi bir camiye giriyor, namaz kılanlara “terörist” diye bağırarak seccadelerin üzerine işiyor, yine ses yok. Amerika’nın etnik ve kültürel açıdan en karışık olduğu kent New York. Burada bunlar oluyorsa, siz Orta Amerika’yı düşünün...

Bu yaşananlar karşısında bir akıllı yok mu çıkıp, “Yahu ne yapıyorsunuz? Delirdiniz mi? Kendinize gelin, aklınızı başınıza toplayın!” diyecek diye düşünüyor insan...

İşte o akıllılar sonunda ortaya çıktı. Comedy Central kanalındaki programlarından tanıdığımız Jon Stewart ve Stephen Colbert, politikada aklıselimi öne çıkarmak için harekete geçtiler. Ünlü komedyenler, 30 Ekim’de Washington’da yapılacak olan “Rally to Restore Sanity” adlı mitinge önderlik ediyor.

Etkinliği duyurmak için Facebook’ta açılan sayfada, şimdiden 141 binden fazla insan katılacağını bildirmiş. New Yorklular arasında o gün araba kiralayıp arkadaşlarıyla Washington’a gideceğini söyleyen epey insan var.

“Neden bu kadar büyük ilgi çekti bu miting?” diye merak edip araştırınca anlaşılıyor ki, ülkedeki kutuplaşma fena halde yıldırmış toplumu. Birçok kişi, genellikle bu tür etkinliklerin aşırı uçları buluşturduğunu, ama Stewart ve Colbert’in katılacağı mitingin, komedi, mantık ve sağduyu hayranlarını bir araya getireceğini düşünüyor.

AM New York gazetesinde çıkan bir habere göre, New York Üniversitesi’nden Allen Feldman, bu tip toplantıların sorunların çözümüne katkıda bulunmadığını söylemiş.

Bakalım Stewart ve Colbert, en azından bir süre için politikada aklıselimi hakim kılabilecek mi?

-

1 yorum:

Gaye Gungor dedi ki...

Durum gercekten vahim. Ben Miami'de yasiyorum ve burada da durum farkli degil. Islamiyet'in Amerikan degerleri ile uzlasmadigini soyleyen kisilerle karsilasiyorum. Uzucu olan bu insanlarin cahil Amerikalilar olmayisi.