2 Mayıs 2010 Pazar

Ampul sevdası

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 2 Mayıs 2010

Bu köşede gördüğünüz karikatür, Gennady Chegodayev’in imzasını taşıyor. Çalışmalarını beğeniyle izlediğim çok yetenekli bir Rus sanatçı kendisi. Daha önce de bir başka karikatürünü konu eden bir yazı yazmıştım.

Bugün bu enfes karikatürün bana düşündürdüklerini anlatacağım.

Elbette her insan gibi, benim algılarım da, içinde yaşadığım toplumun özellikleriyle ilintili olarak belirleniyor.

Bu nedenle, karikatüre getirdiğim yorum, gerçeklerle hayal gücümün bir karışımı olarak şekillendi... Ve metaforu da çok sevdiğimden, bir anda ampullerden birini iktidar, diğerini de yandaş medya olarak gördüm.

Bakın, öykünün devamı nasıl gelişti: İktidar, karşısında durmuş kendisine bakan medyayla karşılaşınca aniden ampulü yakar. Medya da kendisine çeşitli fırsatlar sunabilecek iktidarı görünce heyecanlanır ve karşılıklı bir elektriklenme olur.

İhaleler, krediler, devlet televizyonlarında program yapanlara sağlanacak yüksek ücretler vb. olanaklarıyla iktidar, birden çok çekici gözükür medyanın gözüne...

Eh, medyanın kendilerini övmesi de iktidarın işine yarar. Bu düşüncelerle birbirlerine doğru koşar adımlarla yaklaşırlar.

Medya, iktidara “iyisin, hoşsun, durma koş” diyerek gaz verir. Artık onları birbirinden ayıracak hiçbir güç yok gibidir.

Ama girdikleri yolda, hesaba katmadıkları bir fizik kuralı vardır: Camdan yapılan iki madde çarpışırsa, anında ikisi de kırılır. Çünkü sağlam temellere dayanmamaktadırlar; ikisi de çok kırılgandır.

Sonuçta, yandaş medyanın verdiği gaz fazla kaçar ve iki ampül kafa kafaya vuruşur. Ortalık kırık cam parçaları içinde kalmış, bir hevesle girişilen macera kötü bitmiştir...

***

Gennady Chegodayev, tabii ki, bu karikatürü benim bakış açımdan değerlendirerek çizmedi. Ama sanatın gücü de burada zaten. İzleyiciye/dinleyiciye kendi öyküsünü yaratma olanağı verdiği, yüzlerce, binlerce yeni düşünceye yol açtığı için heyecan verici.

Ben de iktidar-medya ilişkilerini bu karikatür aracılığıyla esprili bir şekilde yorumlamaya çalıştım. Ancak her esprinin arkasında da bir doğru yatar...

Bu iki ampulün gerçekte hesaba katmadığı şey, hukuk düzeni göz ardı edildiğinde çok sert çarpışmaların yaşanabileceğidir. O düzeni görmezden gelirseniz, hızınızı alamayıp kendinizi kıç üstü yere çakılmış halde bulabilirsiniz.

İktidara yanaşacağız diye hukuksuzluğu desteklemeyin. O kaygan zeminde hızınızı kontrol edin. Yandaş medyaya son dönemin ünlü deyişiyle sesleniyorum: Gaz vermeyin!

Sakın benim gibi düşünenlere de "Sana ne!" demeyin; ortalık cam kırıklarıyla dolarsa, yalnız sizin değil herkesin ayağına batar...

_

4 yorum:

Nevin dedi ki...

Zulal, Temmuz ayinda ada'dayim... seninle cok tanismak isterim... "altin ficida" bulusmak uzere diyorum.... :)

Zülâl Kalkandelen dedi ki...

Ben de isterim.
Sevgiler :)

GÜLCAN dedi ki...

evet,dediğiniz gibi; ortalık cam kırıklarıyla dolmadan herkesin aklını başına alması gerek....

Adsız dedi ki...

neden kırılganlar peki ?