20 Aralık 2009 Pazar

Gazetecilik

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 20 Aralık 2009

İnternet medyasının giderek geleneksel medyanın önüne geçtiği günler yaşıyoruz. Dünyanın bir ucundaki bilgisayardan ya da telefondan çıkan bilgi, anında dünyanın öbür ucuna ulaşıyor. Oturduğunuz yerden haberin hızına yetişmek bile baş döndürüyor...

Son dönemde bütün dünyada önem kazanan bir gazetecilik türü gelişti: “Vatandaş gazeteciliği” (citizen journalism) deniyor buna. Kısaca şöyle anlatabiliriz bunu: Kurumsal bir yapı içerisinde gazetecilik yapmayanların, çevredeki olaylara ilişkin yazdığı haberlerin, çektiği fotoğrafların ya da videoların bloglarda yayınlanması...

Doğal olarak böyle bir ortamda, hıza yetişemeyen geleneksel medyanın ve eski usul gazeteciliğin geleceği tartışılmaya başlandı. Ben klasik gazeteciliğin bir süre daha varlığını koruyacağını, ama zamanla bugünkü önemini yitireceğini düşünüyorum.

Çünkü artık okuyucu, haber alma ihtiyacını çok sayıda kaynaktan ve çok daha hızlı giderebiliyor. Bu bir gerçek. Bunun karşısında gazetelerin sahip olduğu avantaj ise, marka ya da kurum kimliğinin güvenilirliği...

Nitekim, internet medyasına destek vermeyenler, “Sayısız blog ve sitenin güvenilirliğinden nasıl emin olacaksınız?” diye soruyor. Vatandaş gazeteciliğinin ya da internet medyasının güvenilirliğini sağlayan en önemli unsur içerik...

Bir sitede yazılanların güvenilir olup olmadığını, doğrudan içerik belirliyor. Okuyucu, kendisine sunulanları faydalı ya da gerçeğe uygun bulmazsa, bir daha o siteyi ziyaret etmiyor. Böyle bir durumda yapacağı tek şey, bir tıkla başka bir siteye geçmek...

Ama adını ne koyarsanız koyun; ister klasik gazetecilik olsun, ister internet ya da vatandaş gazeteciliği, sonuçta güvenilirliği sağlamak için bağlı kalınacak ilkeler aynıdır. Çünkü bence asıl mesele, haberin yer aldığı ortam değil, haber yaparken uygulanan ilkelerdir...

***

Bu ilkeleri en iyi şekilde maddeleyen bir listeye rastladım geçenlerde. 11 maddelik bu liste, New York Üniversitesi’nde gazetecilik dersleri veren Prof. Jay Rosen'ın blogunda yayımlandı.

Rosen’a göre, etik davranıp davranmadığını kontrol etmek isteyen bir gazeteci, yaptığı işlerde aşağıdaki ilkelere uygunluğunu sorgulamalı:

1-Temel amacınız, doğruyu söylemek ve gerçeği ortaya koymak mı?

2-Gerçeği söylemekle ortaya çıkabilecek ve temel amaçla bağdaşmayacak her türlü menfaati ortadan kaldırdınız ya da açığa vurdunuz mu?

3-Nerede durduğunuzun anlaşılması ve size güven duyulabilmesi için, bilinmesi gereken her şeyi söylediniz mi?

4-Bilgiyi, aldatma, yalan ya da hile yöntemlerine başvurmadan mı topladınız?

5-Kaynak olarak kullandığınız herkese, kamu yararına çalışan bir gazeteci olduğunuzu açıkça söylediniz mi?

6-Kaynak olarak kullandığınız kişilerin güvenilir olduğundan emin misiniz?

7-Haberin öncesinde, haberi oluştururken ve sonrasında, haberinizde geçen her bilginin doğruyu yansıttığından emin olmak için, elinizden gelen her şeyi (gazetecilik ilkelerinin sınırları içinde kalarak) yaptınız mı?

8-Gerçekliği kanıtlanabilir bilgileri kullandınız mı? Yazdıklarınız, teorik olarak bir başkası tarafından da doğrulanabilir mi?

9-Özel kişilere zararı dokunabilecek bir haberi yapmadan önce, o konuda önemli bir kamu yararı olup olmadığını sorguladınız mı?

10-Kamunun haber alma hakkından başka bir amaca hizmet etmediğiniz doğru mu?

11-Kullandığınız materyallerin orijinalini kimden aldığınızı açıkça belirttiniz mi?

***

Bir kuruma bağlı olarak ya da serbest çalışan bir gazeteciyseniz veya vatandaş gazeteciliği yapıyorsanız, bu listeyi hep yanınızda bulundurun. Her yazıdan sonra 11 soruya da "evet" yanıtı verin ki, gazetecilik adı altında iftira, yalan, hakaret yazmayın...

Hiç yorum yok: