19 Ekim 2009 Pazartesi

Gözü Olmayan Kafalar

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 18 Ekim 2009

Global Kapitalizm soyut bir kavram; protesto etmek bir fark yaratmaz.

Kim demiş bunu? ABD Başkanı Barack Obama... Pittsburgh Post-Gazette ile yaptığı röportajda, soyut bir kavramla uğraşmanın değil, insanların hayatını etkileyen yerel ve acil sorunlara odaklanmanın fark yarattığını söylemiş....

“Ne diye şaşırıyorsun ki, adam kapitalizmin anavatanını yönetiyor?” diyebilirsiniz... Doğru, ama kendi ülkesinde sosyalistlikle itham edilmiyor mu Obama?

Hadi o saçmalığı bir yana bırakalım... Ama kendisinin geçmişte aktif olarak toplumsal örgütlenme çalışmaları yapmış olmasına ne diyelim?

Gösteriler, sağlıklı bir demokrasinin işaretidir, ama protestocuların görüşüne katılmıyorum. Büyük kitle gösterilerine taraftar değilim,” diyor Obama. Dünyanın gidişatından memnun olmayan emekçilere de şu mesajı veriyor: “Küreselleşmenin kaçınılmaz olduğunu anlamaları lazım.”

O zaman şunu sormak gerekir: Başkanlık seçimi sırasında kendisini desteklemek için sokakları, stadyumları dolduran milyonlarca insanın yaptığı gösteriler ne oluyor?

Irak savaşı sırasındaki protesto gösterilerine karşı Bush da benzer bir küçümseyici tavır takınmıştı. Ama zaten onun aksi yönde davranması beklenmiyordu.

Oysa Obama gibi geçmişte sivil haklar mücadelesine destek vermiş, bütün dünyada demokrasi rüzgarı estirmeye çalışan bir politikacının benzer bir tavrı takınması, ciddi bir karşıtlık yaratıyor.

***

Amerika’daki sivil toplum örgütleri, Obama’nın bu sözleriyle gerçek yüzünün ortaya çıktığını düşünüyor. Gerçekten öyle mi acaba?

Belki de politikacılar çokyüzlü ve duruma göre o yüzlerden işlerine geleni maske gibi takıveriyorlar... Kendileri iktidardaysa protesto edilmekten hiç hoşlanmıyorlar; muhalefettelerse, protestoculara pasif destek veriyorlar...

İşin ilginci, çok yüzlü politikacılar değişip dururken, onların karşısında duran yüz hep aynıdır... Solgun renkli, kemikleri çıkmış bir yüz, öfkesini gözlerinden haykırır... Sokaklarda işsiz gezen, karnını doyurma mücadelesi veren, hep görmezden gelinen, umudu yok edilen milyonlardan biridir o...

Obama’nın soyut kavram dediği küresel kapitalizm, işte o yüzde somutlaşır... Parayı ve iktidar gücünü elinde tutanın düşüncesinde “soyut” olan, aslında tam karşısında gözünü dikmiş ona bakmaktadır...

Ama iktidar sahibi, gözü olmayan bir kafaya dönüşmüştür. Ona sesini duyurmak amacıyla bağırır... Sonra anlaşılır ki, gözsüz kafanın kulakları da, tek bir sesi, kapital sahiplerinin sesini duyacak şekilde ayarlıdır...

Yapacak tek bir şey kalmıştır; soluk benizli adamlar, dünyanın vicdanına seslenmek ve varlıklarını hissedilir kılmak için bir araya gelip sokağa çıkar...

Demokratik haklarıdır protesto etmek. Zengin bir adamın servetinin, 140 ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasından fazla olduğu bir dünyadır yaşadıkları... Sessiz kalmaları, akla ve vicdana hakarettir...

***

İstanbul’daki protestolarda meydana gelen bazı istenmeyen olayları bahane edip, konuyu bulandırmayalım... IMF ve Dünya Bankası’nın yaptığı makyaj tutmaz; uygulandığı zemin o kadar kötü ki, akar gider... Ardından sömürünün çirkin yüzü belirir yine...

Kurallarını insanların belirlediği ekonomik bir sistemdir kapitalizm. Akıl almayacak eşitsizliklerin baş nedenidir. Eğer bu vahşi sistemi insanlar yarattıysa, onun insani alternatifini de yine onlar bulacaktır.

Kapitalist sistem alternatifsiz değildir; kimileri kabul etmek istemese de, bu sömürünün sonunu ancak sosyal adalet düşüncesine dayanan gerçek sosyalizm getirir.

Hiç yorum yok: