1 Haziran 2009 Pazartesi

Cahillik mi, Aptallık mı?

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 31 Mayıs 2009

Amerika’da kan kaybeden Cumhuriyetçi Parti’nin çırpınışları giderek ilginçleşiyor. Guantanamo işkencelerine ait belgelerin kamuoyuna yansıması ortalığı iyice karıştırdı. Dick Cheney, son günlerde kanal kanal dolaşıp, işkencenin yasadışı olmadığını anlatmaya çalışıyor ama nafile...

Cumhuriyetçilerin tekrar tekrar pişirip halka yutturmaya çalıştığı bir diğer yanıltma ise, Obama’nın sosyalistliği... Amerikan sağının popüler iki ismi, radyo programcısı Rush Limbaugh ve Fox News’un saldırgan yorumcusu Bill O’Reilly, sürekli tekrarlıyor bu iddiayı. Onlar söyledikçe de inananlar çoğalıyor.

Ama sonunda sosyalistler bu saçmalığa dayanamadı ve ülkedeki en büyük örgütleri Amerikan Demokratik Sosyalistleri adına bir açıklama yaptılar.

Şöyle dedi örgüt başkanı Frank Llewellyn: “Demokratlar ile sosyalizmi özdeşleştirerek sosyalizmin adını lekeliyorlar. Çünkü Demokratik Parti, dünyadaki en kapitalist ikinci partidir. Ne yazık ki, Obama’nın seçilmesi de bunu değiştirmedi.

Bu sözlerin, Amerikalılar'ın önemli bir bölümünü ikna edeceğini sanmıyorum. Çünkü bu ülkede yapay ama ortadan kaldırılması çok zor bir “sosyalizm paranoyası” var. Öyle ki, yüksek düzeyde eğitim almış olanlar bile, sosyalizmden ciddi şekilde korkuyor.

Amerikalılar'ın bu korkusu yüzünden, New York’ta benim başıma da garip bir olay geldi. Brezilya’da sosyalist Lula da Silva’nın Devlet Başkanı seçildiği günlerdi. Bir gece birkaç kişi bir restoranda toplanmıştık. Yanımda Brezilyalı bir arkadaşım oturuyordu. Ben de ona Lula'nın uygulayacağı politikalar üzerine sorular soruyordum.

Aramızda yer alan bir Amerikalı arkadaş ise, sıkılmış olacak ki, aniden yan masada yemek yiyen polise beni işaret edip, “Bu bayan komünist! Tutuklayın onu!” diye yükses sesle bağırdı...

Restorandaki insanların gözleri, aynı anda, şaşkınlıkla karışık bir dehşetle bana yönelmişti... Birkaç saniye dikkatle bana bakan polis, “İyi birine benziyorsun aslında...” dedi.

Korkuluk görmüş gibi donakalan insanları kendilerine getirmek için sakince şu karşılığı verdim: “Ben şimdi hepinizin bakışlarını o bağıran arkadaşa çevirecek bir şey söyleyeceğim. Kendisi, ‘özgürlükler ülkesi’ denilen bu ülkenin yetiştirdiği bir avukattır...

O geceden sonra yıllar geçti. Bu arada, Amerikan kapitalizmi iyice kudurup, sonunda kendi kendisini vurdu... Şimdi bankalar devletleştirilirken, çare sosyal devlet politikalarında aranıyor. Lula’nın önderliğindeki Brezilya ise, borç batağından kurtulup IMF’ye borç verir hale geldi.

Ama Amerikalılar hâlâ uyanmadı. Kapitalizmin yarattığı gerçek kâbusu yaşarken bile, sosyalizme dair kafalarında yarattıkları hayali kâbusla uğraşıyorlar...

Obama’yı da sosyalist yapıp çıktılar; yılda 250 bin dolardan fazla kazananların gelir vergisini artırıyor diye hop oturup hop kalkıyorlar. Bütün bu kopan gürültüden anlaşılan o ki, Amerikan toplumu sosyalizmin ne olduğunu bilmiyor... Bilmese de korkuyor; ama bilmediğini bildiği için değil, bildiğini sandığı şeyden korkuyor...

"Cahil olunabilir ama bu kadar aptallık olur mu?" diye sorası geliyor insanın... The Economist dergisi, Ben Bernanke ve Warren Buffet, seçimden önce açıkça Obama’yı desteklemedi mi?

Kapitalist ideolojinin dünyadaki en etkili yayın organı olan bir dergi, hiç bir sosyalisti destekler mi?

Bernanke, kapitalist sistemin motoru Amerikan Merkez Bankası’nın Başkanı değil mi?

Warren Buffet, dünyanın en zengin yatırımcısı değil mi?

Ne demeli?...

Bertrand Russell haklıydı. İnsanlar aptal değil, cahil doğar ve verilen yanlış eğitimle de aptallaşır...

2 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

''Ama Amerikalılar hâlâ uyanmadı. Kapitalizmin yarattığı gerçek kâbusu yaşarken bile, sosyalizme dair kafalarında yarattıkları hayali kâbusla uğraşıyorlar...''

Bu çok doğru bir teşhis. Kapitalist sistem bu korkularla beslendiği sürece de hayali ve gerçek kabuslar devam edecek.

Nevin dedi ki...

Zulal, senin yorumlarina bayiliyorum! O kadar dogru tesbit etmissinki bu toplumu, bu ulkede senelerce yasiyan insanlar bile senin kadar olaylari goremiyor!

Demokratlar ile Cumhuriyetciler arasinda hic bir fark yok. Sadece ic sorunlarinda biraz ayriliyorlar ama dis politikaya gelince, yuzde yuz ayni acendayi takip ediyorlar. Sonucta, Kongre, Co-operate Medya, buyuk sirketler Wall Street ayni yataktalar…. Kongreye hangi parti gelirse gelsin, degisen pek bir sey olmuyor….

Halk'ta uyudugu icin, hic bir seyin farkinda bile degil. Hatta o kadar guclu bir uyutulma sekli icinde yasiyorlarki, hic bir degisik dusunceye yer verilmesine tahumelleri bile yok.

Belki benim blog'umu okuyorsundur arada... ABD'yi kritize eden bir kac yazimdan sonra, beni taniyan bir kac Amerikali arkadasim benimle olan kontaklarini kestiler!

Komik! Halbuki, biz Turkler surekli Avrupa ve Amerika tarafindan sabah aksam kritize ediliyoruz, sesimiz cikmiyor.... :)