16 Ağustos 2018 Perşembe

ULUSLARARASI İSTANBUL VEGAN FESTİVALİ HAKKINDA AÇIKLAMA...

16.08.2018

Yaklaşık 25 yıldır Türkiye’de hayvan hakları ve veganizm mücadelesinin içinde yer alıyorum. Veganlığın son birkaç yıldır moda olmaya başlamasından çok önce bu ülkede “uzaylı” gibi görülen birkaç kişiydik. O zamanlar özel vegan ürünler yoktu; veganlık da ticari bir faaliyet alanının konusu değildi, tüketim toplumunun yarattığı bir "trend" gibi algılanmıyordu. Hayvanlar için vegan olmuştuk; bizler için tüm mesele, insanın etik devrimi ile politik bilincinin kesiştiği noktada insan olmayan duyarlı canlıların da yaşam hakkı olduğunu savunmak ve sömürü karşıtlığına dair bilinci toplumda geliştirmek ile ilgiliydi. 

Hayvan özgürlüğü aktivistleri olarak, bu doğrultuda birçok farklı eylem yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Kimi zaman sokaktayız, kimi zaman üniversite kampüslerinde, kimi zaman da barınaklarda ve mahkeme salonlarında... Ben, bugüne kadar içinde yer aldığım her platformu, her oluşumu aktivizm için en etkili şekilde kullanmaya çalıştım; bazen konferanslarda konuştum, bazen de protestolarda yürüdüm ya da kampanyalar için imza toplayıp megafonla slogan attım... ve çoğunlukla da yazı yazarak bu alandaki yazılı kaynakların çoğalmasına katkıda bulundum. 

2013’te Can Başkent ile ilk Türkçe veganizm kitabını yazdığımızda herkesin bu konuda aklına gelen soruları yanıtlamaya çalışırken temel amacımız, veganlığın sadece bir diyet şeklinde gösterilip içinin boşaltılmasını önlemek ve etik yanını öne çıkarmaktı. Bu yıl yayınlanan Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü, kendi alanında ilk Türkçe telifli eser oldu. Kitapta temel olarak, veganizmin Aydınlanma’nın son aşaması olarak gördüğüm hayvan özgürlüğü ile birlikte anılmasının altını çizdim ve hayvan hakları aktivizminin geliştirilmesinin önemine vurgu yaptım. 

Şimdi tüm bunları niye anlatıyorum? Gelecek ay ülkemde ilk uluslararası vegan festivali düzenleniyor. Ancak festivalde aktivizm ve etik veganizm konusunda Türkiye’den bir katılımcının da görüşlerini paylaşması olanağı sağlanmamış durumda. Bu ülkede zorlu koşullara rağmen hayvan özgürlüğü mücadelesine hayatlarını adayan aktivistler var ama onların yeterince medyatik bulunmadıkları için görmezden gelinmesi çok üzücü ve onur kırıcı... Uluslararası etkinliklerde kendi neferlerini, yerli aktivistlerini desteklemeyen hiçbir hareket başarılı olamaz. Bu yüzden festivalde gerçekleştirmeyi planladığım imza günümü iptal etmemin yerinde olduğunu düşünüyorum.



Zülâl Kalkandelen

Hiç yorum yok: