Medya siteleri, "hayvanseverler mutlu, kanuna eklenen maddeler sevindirdi" diye haber yapıyor. Belli ki yine iyi araştırmamışlar konuyu. Sanırım hayvan refahçılarının sevinç çığlıklarına bakıp haber yaptılar. Oysa hayvan haklarını savunanların böyle bir yasadan memnun olması olanaklı değil. Ben de kendi adıma mutlu değilim. Nedenlerini kısaca açıklayacağım. TBMM Komisyonu'ndaki toplantılara katılan sivil toplum örgütlerine değil lafım, yasama yetkisini elinde bulunduran vekillere. Bu şekliyle bu hala bir ölüm ve işkence yasasıdır. Bir iki düzenlemeyle bu iş bitmez. Yasadaki diğer düzenlemeler açıklandıkça görüşlerimi belirteceğim.
1. Hayvan istismarında bulunanların hayvan sahiplenmesi sınırlanmadı. Hayvana tecavüz etme suçunu işleyen bir yaratık bile hayvan sahiplenebilecek. TBMM Komisyonu'nda hayvan sahiplenmenin bir insan hakkı olduğu ve bu hakkın hayvana tecavüz edenler için bile engellenemeyeceği savunulmuş! Bu, ülke adına da büyük bir utançtır ve taslağı reddetmek için tek başına bile yeterli bir nedendir.
2- Pet-shoplarda (2016 itibariyle) hayvan bulundurulmayacak, sadece hayvan üretim çiftlikleri ve bakımevlerindeki hayvanların satışı yapılabilecek deniyor. Bu merdiven altı üretimi artırmaya yönelik bir düzenlemedir, hayvan üretimi bu şekilde yasal olmayan yollarla devam eder. Ayrıca pet-shop'larda kuş ve balık bulundurulmaya devam edilecek. Özgürlüğüne en düşkün hayvanlar olan kuş ve balıkların kafese, akvaryuma tıkılması hakkını kim, nereden alıyor? Kuşlar ve balıklar daha mı az değerlidir?!
3-Yeni yunus parkı açılmayacak ama var olanlar sahip oldukları hayvan sayısını artırmadan devam edecek deniliyor. Var olanlarda zulüm çekmeye devam eden hayvanların durumu böylece bu düzenlemeyle göz ardı edilmiş oluyor. Ortada açıkça eziyet varken, yunus parkları neden kapatılamıyor? Kim korunuyor? Ben bunun yanıtını istiyorum.
4-Sokak hayvanlarının ve barınaktaki hayvanların üzerinde deney yapılması yasaklanıyor. Peki ya şu anda laboratuvarlarda olan hayvanlar ne olacak? Onların önemsiz olduğuna kim, nasıl karar verebiliyor?
5-Sahipli hayvanlara zarar verilmesi suçu, TCK'daki mala zarar verme suçu kapsamında değerlendiriliyor. Hayvan, mal değildir! İnsan gibi bilinci olan, duyarlı bir canlıdır. Hayvana zarar veren para cezası ile kurtulamamalı ki caydırıcı olsun.
6-Hayvanlar için birer hapishane olan hayvanat bahçelerinin kapatılması talebi reddedildi. Güya amaç çocuklara hayvan sevgisini aşılamakmış! Hayvanat bahçelerinin belediyeler için bir ticari faaliyet gibi görüldüğü, bu yolla epey kazanç sağladıkları ortada. Eğer gerçekten hayvan sevgisini aşılamak isteselerdi, hayvana tecavüz edenin hayvan sahiplenmesinin engellenmesi talebini reddederler miydi?
Her şey ortada. TBMM Komisyonu'ndaki üyelerin büyük bölümü, hayvanları alınıp satılacak bir mal olarak görüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder