23 Eylül 2012 Pazar

Orta Sınıfın Şampiyonu Kim?

© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 23 Eylül 2012

(Not: Aşağıdaki yazı, 6 Eylül'de Demokratik Parti Kurultayı'nın son gününde bir otel odasında gece saat 04.00'te yazılıp gönderilen ama gazetede ancak bugün yayımlanabilen bir yazıdır.)

Geçen hafta Kuzey Carolina’nın Charlotte kentinde Demokratik Parti Kurultayı’nı izledim. Dört gün boyunca delegelerle, parti yöneticileriyle ve Demokratik Parti ile ilgisi olmayan halktan insanlarla konuştum. Bill Clinton, Rahm Emanuel, Elizabeth Warren, Michelle Obama gibi Demokratların ileri gelenlerinin, birçok Senatör  ve Temsilciler Meclisi üyesinin yaptıkları konuşmalarda ortak bir nokta vardı. Hepsi Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Mitt Romney ile Obama politikaları arasındaki farkları ortaya koyup, çok kesin hatlarla ayrılan iki ayrı Amerika’dan söz ediyordu.

Bunlardan birisi, “ben kendi alacağımı aldım, kazanan her şeye sahip olur, sen kendi başınasın” şeklinde özetledikleri, devletin sosyal harcamalarının ortadan kaldırılıp, zenginlere vergi indirimleri yapılan Romney Amerikası. Diğeri de, güçlü bir ekonominin orta sınıfı güçlendirmekten geçtiğine inanan, devletin sosyal harcamalarının, özellikle eğitim, sosyal güvenlik ve sağlık sigortası konularındaki desteğinin olabildiğince yüksek tutulduğu Obama Amerikası.

Konuşmasıyla kurultayda en büyük alkışı alanlardan Harvard Hukuk Profesörü Elizabeth Warren’ın Obama Amerikası’nı anlatırken verdiği örnek ilginçti: “Milyonerlerin de sekreterler gibi vergilerini tam ödeyecekleri bir ülke.

Kurultayda akademisyenlerin ve siyasetçilerin söz ettiği soyut kavramların daha net açıklanabilmesi için akıllıca bir yol seçilmişti. Halkın içinden insanlar podyuma gelip, yaşadıkları deneyimleri herkesin anlayabileceği şekilde bizzat anlattılar.

Ancak sonuçta bu bir partinin seçim öncesinde kararsızları etkilemeyi umarak düzenlediği bir toplantı. Kürsüde dile getirilen her şey, bu amaca yönelik olarak kurgulanıyor. Acaba gerçekler orada anlatılanlar gibi miydi? Obama gerçekten orta sınıfın şampiyonu muydu?

Ben, Kuzey ve Güney Carolina Eyaletleri İşçi Koalisyonu’nun söylediklerine de baktım. Altını çizdiğim ifadeleri maddeler halinde belirteceğim.

* Hem Demokratik hem de Cumhuriyetçi Parti, yoksul emekçi kesimin haklarını korumak konusunda tamamen başarısızdır. Bize göre, şirketleşen bu partiler arasında biri diğerinden daha iyi değildir. (İki parti için kullanılan ortak isim “The Rebuplicrats”.)

* Her iki parti de Wall Street’ i kurtarmak için halkın parasını kullandı. Halkın % 99’u Wall Street’in kâr hırsı ve onun neden olduğu ekonomik kriz yüzünden aşırı derecede mağdur.

* Bu partiler, büyük çaplı işten çıkarmalar yaşanmasına karşın, yıpranan yolları, okulları, hastaneleri, parkları vs. onarmayı kapsayan, ülke çapında bir kamu iş programı başlatmıyor.

* İki parti de, milyonlarca vergi mükellefinin evine yasadışı ipotek getirip el koyarak “Amerikan Rüyası”nın sona ermesine neden olan ve küçük işletmelere kredi vermeyi reddeden bankaları kurtardı.

* Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar, petrol avantajı sağlamak ve Amerikan dolarının piyasa hakimiyetini sürdürmek için Ortadoğu’da savaşları sürdürdü. Bunun için 4 trilyon dolar harcanırken Amerikan halkı giderek daha da fakirleşti.

* Bunlar ortadayken Kongre’nin çalışmalarına olan desteğin %10‘un altına inmesine şaşmamalı.

İşçi Koalisyonu haklı. Obama, Romney’nin politikalarına göre orta sınıfı biraz daha fazla önemsiyor görünebilir ya da öyle olabilir ama belli ki o sınıfın şampiyonu değil. Paranın politikayı parmağında oynattığı bir ülkede, Wall Street kodamanlarıyla dirsek temasını sürdürüp, bir yandan da yalnızca halkın çıkarlarını savunduğunu iddia etmek, tam bir oksimoron.

_

Hiç yorum yok: