© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 2 Eylül 2012
“Kendi ülkemizi demokrasi olarak adlandırmamız, onun hep o şekilde kalacağı anlamına gelmiyor. Gerçek tehlike bu ve insanlar bu konuda hiçbir şey söylemeyebilir. Şu ana kadar da söylemedik.”
Bu sözlerin sahibi William Binney. Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın (NSA) tarihindeki en iyi matematikçilerden birisi. Kurumda 32 yıl boyunca şifre kırıcı olarak çalıştı, Sovyetler Birliği’ne karşı analizler yaptı. 2001’de 11 Eylül saldırılarının ardından, George W. Bush hükümetinin başlattığı Stellar Wind adlı gizli dinleme / izleme programından sonra Binney de NSA’den istifa etti.
Geçenlerde The New York Times’ın internet sitesinde ilginç bir video haber yayınlandı. Belgesel yapımcısı Laura Poitras, Binney’le Washington dışında, Maryland’de bir yerde buluşup konuşmuş. Binney’in anlattığına göre, kendisinin bir zamanlar dış düşmanlara yönelik olarak kurduğu sistem, 11 Eylül’den sonra doğrudan Amerikan vatandaşlarına karşı gizlice yürütülen bir programa dönüştürülmüş.
O dönemde başlatılan uygulama, geçen yıl Utah’ta temeli atılan bir merkezle son aşamasına geldi. Şu anda Bluffdale’de ülkenin en büyük veri toplama merkezi inşa ediliyor. Amerika’daki herkesin telefon konuşmalarını, bütün internet trafiğini ve özel yazışmalarını anında toplayıp depolayacak bir merkez bu. Dünyada 100 yıl boyunca gerçekleştirilen bütün elektronik iletişimi biriktirebilecek kapasiteye sahip bir sistemden söz ediliyor.
Açık ki, Amerika’da devletin “ülkeye yönelik terörist faaliyetleri önlemek” bahanesiyle giriştiği bu operasyon, anayasadaki bireyin özel yaşamının gizliliği ilkesine aykırı.
William Binney, ülkede yaşayan herkesin hayatının artık tümüyle adım adım izleneceği tehlikesini dile getirdiği için, 2007’de evi FBI tarafından basılmış. O anı, “Evime aniden dalıp kafama silah dayadıkları sırada duştan çıkıyordum. Gözümü korkutmak istediler ama başaramadılar” diye anlatıyor. FBI görevlileri suç oluşturan faaliyetleri anlatmasını istediklerinde, onlara George W. Bush, Dick Cheney, George Tenet ve Michael Hayden’ın destekledikleri soruşturma süreci ile Stellar Wind örneklerini vermiş.
Amerika’da gelecek aralık ayında NSA’in faaliyetlerini belirleyen Yabancı İstihbarat Denetimi Kanunu’nun ilgili maddelerinin yenilenmesi bekleniyor. Demokratik Partili iki senatör, özel hayatın korunması amacıyla, bu maddelerin yeniden gözden geçirilmesi için çalışıyor. Amerikan Sivil Haklar Birliği (ACLU) ve birçok sivil toplum örgütü de uygulamanın anayasaya aykırı olduğu iddiasında ısrarcı.
Konu, 29 Ekim’de Amerikan Yüksek Mahkemesi’nde görüşüldüğünde karar ne olur bilinmez ama kesin olan şu ki, Amerika, özellikle 2001’den bu yana adeta George Orwell’ın 1984 adlı romanını gerçek hayatta uygulamaya geçiriyor.
***
Olayın bir diğer ürkütücü yanı Laura Poitras ile ilgili. Irak Savaşı’nı konu alan belgesel çektiği için 2006’da şüpheliler listesine alınmış. Bugüne kadar Amerikan sınırında 40 kereden fazla didik didik aranmış. Geçen yıl New York JFK Havaalanı’nda sorgulanırken yaptığı çalışmalar sorulunca, anayasadan kaynaklanan konuşmama hakkını kullanacağını söylemiş. Görevlilerin buna yanıtı, “Sorularımızı yanıtlamazsanız, biz yanıtları elektronik cihazlarınızda buluruz" şeklinde olmuş.
Poitras’ın bu noktada şu cümlesinin altını çizmek gerek: “Çalışmalarımı güvencede tutmak için her önlemi alıyorum; ama eğer hedefseniz, NSA’in teknik olanaklarına karşı savunma yapmanın neredeyse olanaksız olduğunu da biliyorum.”
Bütün bunlar çok tanıdık geliyor değil mi?
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder