18 Eylül 2011 Pazar

Liderinizi tanıyın

© Zülal Kalkandelen /Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 18 Eylül 2011

ABD Başkanı Barack Obama, 11 Eylül saldırılarının 10. yıldönümü dolayısıyla Le Figaro gazetesine demeç vermiş. Dünya medyasına da yansıyan sözleri, inandırıcılıktan çok uzak ve çelişkilerle dolu.

Demecinde, El Kaide’yi bozguna uğratmakta olduklarını belirtmiş ABD Başkanı. Artık Amerikalıların El Kaide ile olan savaşı fiilin sonuna gelen "-mekte" ekiyle ifade etmelerine alıştık. Bush da aynı ifadeyi kullanırdı, Obama da onun yolundan gidiyor.

Afganistan’da uzunca bir süredir devam eden savaş, tam Obama’nın Vietnam’ı olarak anılmaya başlanmıştı ki, Amerikalılar Usama bin Ladin’i öldürdü. Bu olmasa, Obama’nın El Kaide’yi bozguna uğratmakta olduklarını savunması olanaksızdı. Çünkü Afganistan’da batağa saplanan Amerika’nın durumunu yakından izleyen herkes bilir ki, Ladin’in ölmesi El Kaide’nin yenilmekte olduğunu göstermiyor.

Nitekim muhafazakar görüşleriyle tanınan Washington merkezli The Foundation for Defence of Democracies (Demokrasileri Savunma Vakfı) adlı kuruluşun üyesi, radikal terörizm üzerine çalışan Daveed Gartenstein-Ross da, bu olayı bir süre önce “Bu, örgüte karşı önemli bir hamle ancak El Kaide’yi öldürmeyecek” şeklinde yorumladı.

Bunun nedeni, Ladin’in ölümünün El Kaide için yalnızca sembolik bir kayıp olması. Örgüt, onun yerine propaganda lideri olarak kullanılabileceği çok sayıda isme sahip. Bunlardan biri de Ladin’in sağ kolu Eymen El Zevahiri’ydi ve haziran ayında onun yerini aldı.

***

Obama’nın Le Figaro demecinde dikkati çeken en çelişkili sözleri ise, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile ilgili. Şöyle demiş Başkan:

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halklar, demokrasiye giden en güvenli yolun şiddete ve teröre başvurmamak olduğunu gösterdi. Gelecek yıkmak değil, inşa etmek isteyenlere aittir.”

Bu sözleri ancak dünya siyasetini izlemeyen ve Amerikan dış politikasını hiç tanımayan birisi okursa, “Ne güzel konuşmuş! Gelecek elbette yıkmakla değil inşa etmekle kurulur” der. Ama bugün dünyada ne olup bittiğinin biraz farkındaysanız, bu sözlere ya kahkahayla gülerek ya da öfkeyle “Dalga geçiyor herhalde!” diye karşılık verirsiniz.

Çünkü Amerika’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki petrole ve enerji kaynaklarına el koymak için başlattığı savaşın tam bir yıkım olduğunu bilirsiniz.

Çünkü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da on yıllardır diktatörlere boyun eğen halkın başına bu kez de emperyalizm zincirinin geçirildiğini anlarsınız.

Çünkü terör ve şiddetten yılmış bir halkın üzerine “demokrasi ihraç etme” bahanesiyle bombaların atıldığını, bu operasyonlar sırasında sivillerin de öldürüldüğünü görürsünüz.

Çünkü Batı emperyalizminin inşa edip kâr sağlamak için önce var olanı yerle bir ettiğini, kendi sermayesini uzak topraklara sokabilmek için her yeri yakıp yıktığını bilirsiniz.

Olan biten sanki bir tiyatro oyunudur. Ruhunu şeytana satmış çıkarcı tüccar, iyilik meleği kostümünü giymiş rolünü oynamaktadır. Zaten sözlerinin bir yerinde, “Dünyadaki liderlik rolünü oynamaya devam edeceğiz” demiş Obama...

Bugünkü duruma bakıp, Amerika’nın “Dünya liderliği” tanımından ne anladığını çıkarsayabiliriz:

Önce var olanı yıkmak, sonra yıkılanı inşa edip Amerikan şirketlerine rant sağlamak; diktatörlere karşı görünüp, çıkarı için kendisi ile işbirliği yapan Suudi diktatörlerle kol kola gezmek; kendi yarattığı ve yıllarca desteklediği teröristi sonradan düşman ilan etmek; silah endüstrisini beslemek için yeni savaşlar yaratmak.

21. yüzyılda dünya liderliği böyle tanımlanıyor. Bir dünyalı olarak liderinizi tanıyın.

-

Hiç yorum yok: