30 Ağustos 2010 Pazartesi

Sit-com'da rol almak

© Zülal Kalkandelen/ DÜNYALI YAZILAR
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 29 Ağustos 2010

Bir süredir basının gündemine giren bir kavram var. Adına “sit-com gazeteciliği” diyorlar.

Bu tür gazeteciliği savunanlar, bunu ciddi gazeteciliğin tersi olarak düşünüyor. Dijital devrimin yaşandığı medyada artık eski tür ciddi gazetecilik ilgi görmüyor, okuyucu daha eğlenceli yorumlara yöneliyormuş...

“Nasıl oluyor bu eğlenceli sit-com yazıları? Mizahtan farkı ne?” diye sorabilirsiniz. Bu, çok haklı bir soru. Çünkü elbette mizahın yazıya kattığı eğlence unsuru ile sit-com’un önerdiği eğlence unsuru arasında fark var.

Ben, yazıyı daha keyifli bir hale getiren mizah öğesini kullanan yazarları zevkle takip eden biri olarak, sit-com gazeteciliği denen bu tarzdan hiçbir zevk almıyorum.

Bana göre sit-com gazeteciliği, yazının merkezine kendisini koyan, bir megaloman gibi sürekli kendisinden söz eden, eğlenceli olma adına haberi ikinci plana atan ve sonuçta cemiyet hayatındaki “celebrity” denilen insanlar gibi her hareketleriyle kendileri haber olan gazetecilerin yaptığı iştir.

***

Medyadaki durum öyle bir hal aldı ki, eğer siz de bu sit-com’da rol almak istiyorsanız, önce ünlü olmanız gerekiyor. O ünü, artık savunulduğu gibi ciddi yazılarla kazanmak olanaklı değilse, o zaman başka yollara başvurmanız gerekebilir. Örneğin şunları yapabilirsiniz:

-Seks hayatınızı ayrıntılarıyla anlatabilirsiniz.

-Dergilere çıplak pozlar verebilirsiniz.

-Yazılarınıza kocaman mayolu fotoğraflarınız eşlik edebilir.

-Röportaj yaptığınız kişilerle yatakta, masada sevişirmiş gibi fotoğraflar çektirebilirsiniz.

-Aile üyeleriniz sanki tüm ülke için çok önemliymiş gibi sürekli onlardan söz edebilirsiniz.

-Moda çekimleri yapabilirsiniz.

-Köşenizden ünlü birilerine hakaret ederek ilgi çekebilirsiniz.

-Şirketlerin sizi götürdüğü bedava gezileri ballandıra ballandıra anlatabilirsiniz. Hem reklam yapmış olursunuz, hem de herkes yaşadığınız hayata özenip sizi mitleştirir.

-Hıncal Uluç’la polemiğe girebilirsiniz. Mutlaka işe yarar.

-Bunları yaparsanız, gazeteniz de yazılarınızı kapaktan dev puntolarla anonslar, yazılarınıza geniş yer ayırır.

***

Bunları gerçekleştirmiyorsanız, ciddi gazetecilik yaparak sit-com’da rol alamazsınız. Ancak “celebrity” konumuna gelmiş olanların hakkıdır bu...

“Ama ben gazetecilik yapmak istiyorum. Bu önerdiklerinizin hiçbiri gazetecilik değil ki!” diyorsanız, işiniz zor...

İşin ilginci, medyanın kendi içinde bu tür gazeteciliği şiddetle destekleyenler var. Demek ki, ciddi gazetecilik yapmak yerine bu tür şaklabanlıklar yapmayı kendileri de kabul ediyorlar ki, bunu savunuyorlar. Üstelik böyle davranan herkesi de, “Müthiş cesaretli! Bravo!” diyerek alkışlıyorlar.

Bu durumda benim bir önerim var. İletişim fakültelerinin gazetecilik bölümlerine anayasa, hukuk, istatistik, iktisat vs. gibi derslerin yanına bir de “Sit-com Yöntemleri” adı altında bir ders konulsun.

Madem artık sit-com gazeteciliği yapmayanın yazıları okunmuyor, demek ki bu ders zorunlu olmalı ve ondan geçerli not alamayan sınıfta kalmalı.

Böyle bir dersi okutacak öğretim görevlisi de bulunmadığından, sit-com gazetecileri üniversitelerde bu dersi okutma görevini de üstlenir. Okuldan mezun olan sit-com gazetecileri, böylece medyada kendi hayatlarını sergileme yolunda eşsiz bir eğitimden geçerler.

Peki sonuçta ne olur? Sit-com gazeteciliğine meraklı olanlar yeni yazarları heyecanla karşılarken tiraj da artabilir.

Ama aklı başında yazılar okumak için gazeteyi alan ciddi okurlar kaçmaz mı? Bu ülkede aklı başında insan hiç mi yok?

-

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Sitcom diye diye yazarların kendi hayatlarını sergileyen gazeteleri okur oldu insanlar. Dizi gibi mübarek... Eğlenceli olmanın anlamı bu değil. Ben şahsen o tür gazeteleri okumuyorum artık.

Ali Tunca

Adsız dedi ki...

Bugün basının içinde bulunduğu durum içler acısıdır. Dönekler köşeleri kapmış, iktidara dalkavukluk peşinde ahkam kesiyorlar. Arada da çeşni olsun diye işte etliye sütlüye bulaşmayan sitcom gazetecileri var. Tam rezalet! Tabii az satar gazeteler!
Vural