18 Nisan 2010 Pazar

WikiLeaks olayı

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 18 Nisan 2010

Geçen hafta bütün dünya medyasına yansıyan bir video, dikkatleri yeniden Irak’taki vahşete yöneltti.

Amerikan askerlerinin üç yıl önce yaptığı katliamı gözler önüne seren videoyu, gizli kapaklı olayları belgelerle açığa çıkarmak için çalışan WikiLeaks.org yayınladı.

Ben de videoyu herkes gibi büyük bir dehşetle izledim. Apache helikopterindeki Amerikan askerleri, iki Reuters çalışanının sırtındaki fotoğraf makinalarını silah sanarak ateş açıyor. Bir anda bir sürü insan yok ediliyor...

Bu yetmiyor; katliam sonrası yardım için bir minibüsle gelenleri ve o minibüsün içindeki çocukları da vuruyorlar...

Olayın korkunçluğu ortada...

Ben, bugün buradan yola çıkarak bazı noktaların üzerinde durmak istiyorum.

1-Bu vahşet, 2007’de gerçekleştiğinde, ana akım medya, olayı çok farklı aktarmıştı. Örneğin 13 Temmuz 2007’de The New York Times’da Alissa J. Rubin imzasıyla yayımlanan haberin başlığı şöyle:

Amerikan güçlerinin Şii milislerle yaptığı çatışmada 2 Iraklı gazeteci öldü.

Haberin devamında Amerikan askeri kaynaklarının açıklaması yer alıyor. Söylenene göre, askerler baskın düzenledikleri sırada saldırıya uğramış ve helikopterden yardım istenmiş. Açılan ateş sonucunda da 9 direnişçi ile iki sivil ölmüş...

Olayı baştan sona çarpıtan bu açıklama, acımasızca vurulan çocuklardan hiç söz etmiyor. İşi gerçeği ortaya çıkarmak olan gazete ise, bu yalan yanlış açıklamayı alıp, hiç araştırmadan haber yapıyor.

The New York Times’dan söz edilirken, adının başına genellikle “dünyanın en saygın gazetelerinden” ifadesi getirilir. Oysa Amerika’daki büyük medyanın Irak savaşında sayılamayacak kadar çok günahı vardır.

Bush yıllarını Amerika’da yaşamış biri olarak buna tanığım. Amerikan medyası, işgale gidilen süreçte ve savaş sırasında, toplumu yanlış bilgilendirip manipüle etti. Onların elleri çoktan kana bulandı...

2-Ne yazık ki, aynı medya, olayların üstünü kapama işlevini hâlâ sürdürüyor.

Örneğin, videonun tüm dünyayı sarstığı gün aynı saatte, CNN.com’da yer alan haber konuları şöyle: Tiger Woods’un hayranlarının sevgisinden duyduğu mutluluk (flaş haber), iPad’le ilgili görüşler ve Jessica Alba’nın evlat edinme arzusu.

El Cezire’nin internet sayfasında ise şunlar var: WikiLeaks videosu (ana haber), Peşhavar’daki Taliban saldırısı, Çin’deki maden kazası.

Değerlendirmeyi siz yapın....

3-Irak’taki bu katliama sadece ölen gazetecilerin aileleri ya da Reuters değil, tüm dünyadaki gazeteciler tepki göstermeli. Aslında onlar, Amerikan güçlerinin öldürdüğü ilk gazeteciler de değil.

Irak’taki işgal süresince kaç gazeteci öldürüldü?

Mazen Dana, Tarıq Ayoub, Taras Prostyuk, Jose Couso isimleri ne ifade ediyor?

Onlar da gazeteciydi ve onları da işgal güçleri vurdu. Daha niceleri var; burada saymaya yerim yetmez...

4-Yayınlanan video, tüm dünyanın gözünü bir anda WikiLeaks’e çevirdi. Bu olay, bağımsız internet gazeteciliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Aralık 2006’da kurulan WikiLeaks, devlet ve şirket yardımı kabul etmiyor; sadece bireysel bağışlarla varlığını sürdürüyor; servis sağlayıcısı ise İsveç'te tutuluyor.

Sitenin kurucusu Avustralyalı Julian Assange, bu haberin kendilerine tüm maliyetinin 50 bin dolar olduğunu açıkladı. Böyle önemli bir gerçeği ortaya çıkarmak için sadece 50 bin dolar ve tabii gerçek gazetecilik gerekiyor!

İşte tam bu noktada, araştırmacı gazeteciliğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

5-Video, 24 saat içinde sadece YouTube üzerinde 1.3 milyon kişi tarafından izlendi. Birçok kişinin de diğer sitelerden izlediği düşünülürse, internet gazeteciliğinin etkinliği tartışmasız şekilde görülüyor.

-

Hiç yorum yok: