24 Ocak 2010 Pazar

Kitap insandır

© Zülal Kalkandelen/ Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi/ 24 Ocak 2010

Geçen hafta birkaç günü kar fırtınası altındaki Berlin’de geçirdim. Kenti esir alan soğuk hava dalgası, öylesine güçlüydü ki, bende istem dışı titremeye yol açtı. Bir yerde okumuştum; insan, bir kenti sağanak yağmur altında görürse, orayı daha zor unuturmuş. Yaşanan güç koşulların etkisinden olsa gerek.

Bilim açısından ne derece geçerli bir bilgi tam emin değilim; ama bu doğruysa, aynı mantığı yürüterek, benim Berlin’i unutmamın hiç mümkün olmadığını söyleyebilirim. Gerçekten de, kar fırtınası ve dondurucu soğuk, orada geçirdiğim günleri hafızama kazıdı.

Ama Berlin’i daima hatırlamamı sağlayacak asıl faktör başkaydı. Öyle etkileyici bir anıt gördüm ki, tam anlamıyla sarsıldım. Herkesin kendini eve kapadığı bir gün, ben kendimi sokağa atıp Bebelplatz’a gittim.

Humboldt Üniversitesi, “Alte Bibliothek” adlı eski kütüphane, tarihi opera binası ve St. Hedwig Katedrali’nin yer aldığı geniş bir meydan Bebelplatz. Bugünkü ismi, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) kurucularından August Bebel’in soyadından geliyor.

Ancak 1911 ile 1947 tarihleri arasında Avusturya İmparatoru’nun adı verilerek “Kaiser-Franz-Josef-Platz” denmiş buraya. 1741-1743 yılları arasında inşa edilen meydan, kim bilir neler gördü, neler geçirdi yüzyıllar boyunca?..

Onca olay arasında en unutulmazı 20. yüzyılda yaşanmış olmalı ki, çok sade ama müthiş çarpıcı bir anıtla simgeleştirilmiş o an. Anıtlar, her zaman iyi ya da güzel olanı hatırlatmıyor ne yazık ki...



Bebelplatz’daki anıt da, tarihin en büyük utançlarından birisini ölümsüzleştirmiş. Micha Ullman adlı sanatçı, 10 Mayıs 1933’te Nazi gençlik örgütünden öğrencilerin gerçekleştirdiği kitap yakma olayını, herkese ders olması için, bu anıtla gelecek kuşaklara aktarmış.

Meydanın ortasındaki taş zeminde, kenarları çerçevelenmiş, kare şeklinde transparan bir panel görüyorsunuz. Merak edip yaklaşınca, yerin altında bir kütüphaneyle karşılaşıyorsunuz. Fakat beyaz bir ışıkla aydınlatılan beyaz renkli kitap rafları bomboş...

1933’te, gençlerin, Nazilerin yasakladığı ve kütüphanelerden toplanan kitapları yakışını simgeliyor bu raflar. Aslında yakılan 20 bin kitabın sığacağı kadar geniş bir kütüphane var yerin altında...

77 yıl önce ateşe verilen o kitaplar arasında August Bebel, Bertolt Brecht, Karl Marx, Heinrich Heine, Sigmund Freud ve Albert Einstein’ın da kitapları vardı. Sözcükler kül olup giderken, büyük bir kalabalık da olan biteni izlemişti.

Anıt çevresinde şair Heinrich Heine’ın çerçeve içine alınan şu sözü dikkat çekici: “Sonunda, insanlığı da kitapları yaktıkları yerde yakacaklar.” Heine, bu sözü 1820’de söylemiş. Onun 19. yüzyılda öngördüğü felaket, 20. yüzyılda gerçekleşti. Naziler, kitaplar gibi insanları da yaktı...

Ama düşünceler ölmedi! Humboldt Üniversitesi’nin öğrencileri her yıl 10 Mayıs’ta bu utancı hatırlatmak için aynı meydanda kitap satışı düzenliyor. Herkes istediği kitabı alıp okuyor!

Bugün 21. yüzyılda hâlâ kitap yasaklayanların, gidip o anıtın çevresinde biraz zaman geçirmesini dilerim.

1 yorum:

Nevin dedi ki...

Muhtesem!