7 Ekim 2012 Pazar

Siz "sahip" misiniz?


© Zülal Kalkandelen / Dünyalı Yazılar
Cumhuriyet Pazar Dergi / 7 Ekim 2012

Yaşadığımız dünyanın sahibi var mı? Bir insan olarak bu gezegenin efendisinin insan türü olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa insanoğlunun bu evreni diğer canlılarla paylaşan varlıklardan birisi olduğunun farkında mısınız? 

Bu soruların nedeni, AKP'nin TBMM’ye sevk ettiği yeni hayvanları koruma yasası. Toplumun işleyişini düzenleme görevini üstlenen bir grup insan, oturmuş eski yasadaki eksikleri düzeltmek adına girişimde bulunmuş. Ancak hazırlanan katliam tasarısı, geçen hafta sonu çok katılımlı bir eylemle protesto edilince, AKP, yeniden değerlendirme kararı aldı. Belki bu yazı da onlara bir fikir verir. 

Tasarıya bazı konularda, mesela hayvana işkenceye ilk kez hapis cezası öngörülmesi gibi olumlu maddeler eklenmiş. Fakat vicdan sahibi bir insanı çileden çıkarabilecek maddeler de var. İki yıla kadar olan hapis cezaları para cezasına dönüştürülmüş. Hayvanlarla cinsel ilişkiye girenlere 1 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğüne göre, demek ki bu suçu işleyenler, yine para cezası ile kurtulabilecek! 

Büyük tepki yaratan bir diğer madde ise, tehlikeli görülen bazı köpek ırklarını ve melezlerini sahiplenmeyi suç kapsamına alıyor. Bu durumda taslakta adı sayılan türlere ait hayvanları besleyenler birden suçlu haline getiriliyor. 

Bunlarla da kalınmıyor; akıl sınırlarını zorlayan bir düzenlemeyle, sahipli ve sahipsiz hayvanları belediye sınırları içinde veya dışında başıboş bırakmak yasaktır deniyor. Ne demek bu? Yani sokaktaki kedi ve köpekler ortadan kalkacak. Ne yapacak belediyeler sokaktaki kedi ve köpekleri? Hayvan bakımevlerinde kısırlaştırıp aşıladıktan sonra kayıt altına alacaklar ve bakımevlerinde yer kalmayınca, “doğal hayat parkı” denilen bir alana götürecekler. Oysa yürürlükteki yasada, “kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra alındıkları yere geri bırakılır” diyor. 

Bunun adı ancak “Doğal Ölüm Parkı” olabilir! Büyük kentlerde 30-40 köpeğin konduğu bakımevlerinde bile hayvanlar eziyet çekiyor, açlık ve susuzluktan can veriyorlar. Belediyelerin bakımevlerinde hizmet vermek için ne gerekli ödeneği ne de personeli var. Bu durumda sokak hayvanlarının toplama kamplarına gönderilerek katledilmesi söz konusu olacak. Binlerce canlı, tutsak edilmekle kalmayacak, açlıktan birbirlerini yiyecek! Taslak, bu haliyle çıkarsa, II. Mahmud döneminde Hayırsızada diye bilinen Sivriada’ya gönderilen köpeklerin ölüme terk edilişi, bu topraklarda yeniden ve aynen yaşanır.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na bu şikayetler günlerdir iletiliyor. Kendisinin bunlara karşı söylediği, Twitter’da verdiği yanıttan gördüğüm kadarıyla şöyle: “Bir zahmet taslağı mevcut mevzuata göre bir mukayese et. Hayvanlara işkenceye ilk defa hapis cezası geliyor. Yeni yasa taslağında nihayet hayvanlara karşı işlenen suçların Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılıp Ceza Kanunu kapsamına alınması olumlu bir adım. Ancak taslak bu haliyle yasalaşırsa, sorumlular önce kendine ceza kesmeli; çünkü bu, bir türün diğer türe karşı yaptığı soykırımdır. 

Ey milletvekilleri, kurulması düşünülen toplama kamplarına yaklaştığınızda açlık ve susuzluktan can çekişen hayvanların iniltilerini duymaya hazır mısınız, yoksa yine sağır numarası mı yapacaksınız? 

Hayvana tecavüz eden para cezası ile kurtulduğunda içiniz rahat edecek mi? Bir gün bu zulüm evde beslediğiniz köpeğin başına gelirse ne diyeceksiniz? 

Ayrıca hayvan türlerini yok etme ya da "uyutarak" öldürme hakkını size kim verdi? Kendinizi sahip, insanlarla kıyaslanabilecek bilince sahip olduğu kanıtlanan diğer canlıları köle mi sanıyorsunuz?

-

1 yorum:

Adsız dedi ki...


Yargıtay 14 yaşında 26 kişinin tecavüzüne uğrayan zihinsel engelli bir çocuğun "kendi rızasıyla" tecavüze uğradığı "Utanç Kararını" onaylayarak, çocuğa tecavüzün gerekçesine yasal kapı açmıştı.
Tecavüz; 3 yaşında olunca boncuk yuttu, 14 yaşında olunca kendi rızasıyla, 22 yaşında olunca hak etti oluyor.
Tecavüz, kaç yaşında tecavüz(suç) sayılıyor?

Tecavüzlerin saklandığı, aklandığı bu ülkede,
Ördek kanı ile namus temizleyen,hayvana tecavüzü insanın ihtiyacı olarak gören bu toplum da,
insanın yaşam hakkı ile hayvanın yaşam hakkı arasında ayrım yapanlara
''Neden insan değil de hayvan hakları ?'' diye soranlara artık şaşırmamalı.

Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan,her türlü katliama çanak tutan, evimdeki bahçemdeki hayvanlarımdan vazgeçmemi şart koşacak yasaya HAYIR!